Ayfer Tunç’un Kapak Kızı üçlemesine son kitaptan, Osman’dan başladım. İlk iki kitabın yapısı Osman ile aynı mı henüz bilmiyorum. Osman’a roman diyemeyeceğim, belki henüz yazılmamış bir roman denebilir. Boşlukları, zamanda sürekli sıçramaları olan, okuyucuya büyük iş bırakan bir anlatım şekli var. Kitapta, kamyon çarpması sonucu ölen Osman’ın hikâyesini bulduğu eksik günlüklerden, görgü tanıklarından, haberlerden, söylentilerden tamamlayarak yazmaya çalışıyor yazar kişi. Yorum yok, günlükler hariç anlatım dili sade, diyaloglar büyük yer tutuyor. Osman ölmüş olmasına rağmen adeta olaylara doğrudan müdahil. Günlük tutmuş olması büyük şans çünkü artık yaşamayan bir kişinin herhangi bir konudaki fikrini, şayet sizinle paylaşmadıysa bilemezsiniz. Bazı günlüklerini yaktığı için sekansı bozulmuş dahi olsa, Osman’ı kısıtlı biçimde anlayabiliyorsunuz. Buna karşın kitaba akıcı diyemeyeceğim. Belki bir hikâyeye sondan başlamak için uygun bir kitap olmadığındandır. Kitap bitince de sorular cevaplanmadan, parçalar bütünleşmeden, asılı kalıyor hikaye boşlukta. “Fazladan” boş zamanınız varsa Osman ile doldurmanız mümkün.
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,736 okunma
Önce Osman'la başlasam sanırım ben de sizin gibi düşünürdüm, gerçi hala bir iki boşluk var ama özellikle Yeşil Peri Gecesi Osman'da boş kalan bir çok yeri dolduruyo:)