Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Onur Durdağı

Onur Durdağı
@Odysseus_drd
Kendi düşüncelerimle ısınıp yanmaktayım.
AU Department of Foreign Trade & AU International Trade and Logistics
Üniversite
İSTANBUL
ATAŞEHİR
79 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
141 syf.
9/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Nietzsche
Merhaba, Böyle Buyurdu Zerdüşt ve Ecco Homo'dan sonra bu kitabı okumak bana çok iyi geldi. Aslında bir sıralama hatası yaptığımı fark ettim. Öncelikle bu kitabı okumam gerektiği fikrine ulaşmamı sağlayan ise, diğer iki kitap içerisinde oturtamadığım ve anlamlandıramadığım bazı noktaların şuan daha iyi şekil almasından ibarettir. Mesela bir "dekadan" sözcüğünü İngilizce'den "çökmek ya da çöküş" olarak çevirmiş ve mantıken çok garipsemiştim ve üstelik neden ısrarla bize İngilizce olarak empoze edilmek istenmiş diye acımasızca eleştirmiştim. Meğer bu sözcük, Fransızcadan çevrilmiş ve Türkçe karşılığı yokmuş. Daha çok, Nietzsche'nin Nihilizm eleştirisinde hayat bulduğunu söylersek sanırım yanılgıya düşmeyiz. Bu ve bunun gibi birçok kafamdaki soru işaretlerini bu kitap sayesinde aştığımı net söyleyebilirim. Kitabın başlangıcının Nietzsche'nin biyografisi ile başlayıp devam etmesi de beni ayrı bir mutlu etti. Benim Nietzsche'yi hiç okumaya başlamayanlar ve başlamayı düşünenler için önerim, başlangıç için bu kitap iyi bir seçim olacaktır. Sonunu bağlamam gerekirse, ruhum yine doydu. Okurken bir an bile sıkılmadım. Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar.
Nietzsche
NietzscheJean Granier · Dost Kitabevi · 200617 okunma
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Seni Huysuz Zerdüşt!
Seni tanrıtanımaz huysuz yaşlı! Bütün hayatını üstün insanı bulmaya adamış Zerdüşt! Bana göre aradığın bu dünyanın çok daha ötesinde bir istenç! Nietzsche'ye göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrıdan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar der kitabında. Nietzsche' ye göre, insan her türlü inancı kendi içinde bulmalı ve kendini aşmalıdır! İnsan aşılması gereken bir canlıdır. Üst insan benim diyebilen, kendi gözleriyle gördüğü gerçekliği belirleyen insandır der. Bu kitabı da herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Dünyadan izole olmanın en güzel yolu kitapların sayfalarında bir yolculuğa çıkmaktır. Bu da sizin için harika bir yolculuk olacak. O zaman bu Zerdüşt'un şarkısı ile noktalayalım incelememizi! "Ey insanoğlu! Dikkat et! Ne diyor derin gece yarısı? Uyudum, uyudum, Derin düşlerden uyandım: Dünya derindir, Ve günün düşündüğünden daha derin. Derindir onun acısı, Haz ise; yürek acısından da derin: Acı der ki; Geçip git! Ama sonsuzluktur tüm hazların istediği... Derin, derin bir sonsuzluk!" Herkese iyi okumalar, teşekkürler.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu ZerdüştFriedrich Nietzsche · Kum Saati Yayınları · 200337,6bin okunma
212 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Arthur Schopenhauer'i Anlayabilmek
Arthur Schopenhauer çağının koyu pesimist'i bu adam Aforizmalar kitabında son derece hassas dokunuşlar yaparak günümüze ışık tutmuş. Kitap içerisinde Aristoteles, Goethe, Voltaire, Horatius ve Doğu - Batı Dîvânı içerisinden alınmış çokca alıntıda mevcut. Açıkcası bu kitap ruhumu fazlası ile doyurdu. Bir zaman yolculuğu gibiydi. Arthur Schopenhauer için çok karamsar bir kişiliği olduğu ve Nietzsche'nin de Arthur'un öğrencisi olduğu ama Nietzsche'nin hocasının pesimist tarafından etkilenmediği söylenir. Şahsi fikrim bu kitap içerisinde Schopenhauer'i bende karamsar bir yapıda görmedim. İlave geleceğe yönelik umut verici alıntılar yaptığıda görülüyor bu kitabında ve biraz karışığım çünkü acaba yanlış mı tanıdık seni Schopenhauer dedim zaman zaman kendime okurken. Her şeyi bir tarafa bırakacak olursak, Aforizmalar benim için başarılı bir kitap statüsünü almıştır. Fazlası ile etkilendiğim ve duygu yoğunluğu yaşadığım bir kitap olarak beynime empoze etmiş bulunmaktayım. Sizlere de tavsiyedir. Herkese iyi okumalar, teşekkürler.
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Alter Yayıncılık · 20136,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
118 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çok ağır ve zorlayıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Bu kitabı okuyana kadar Platon'un Sokrates'in bir öğrencisi olarak düşüncelerinin yolundan ilerlediğini düşünüyordum ama diğer taraftan yakın akrabaları olan ve "Otuzlar" oligarşisinin üyeleri olan Kritias ve Kharmides'den de etkilendiği aşikâr görünüyor. Bilime ve matematiğe olan inancını da gözlemlemek mümkündür. Kurmuş olduğu Akademia'nın giriş kapısındaki "Geometri bilmeyen bu kapının altından geçmesin" sözleri de bunu açıkca bizlere göstermekte. Platon'un Sokrates ile sekiz yıllık bir eğitim ilişkisi olduğunu ve Sokrates'in MÖ 399 yılında ölümünün ardından ada'dan ayrılıp çeşitli seyahatler gerçekleştirdiğini ve seyahatler sonucunda farklı tecrübeler edindiğine dair bilgilere de kitap içerisinde ulaşmak mümkün. Sonuç olarak biraz kaba tabirle beyin yakıcı da olsa, Platon'un hayatına biraz olsun dokunmak isteyen herkese okumasını önerebileceğim nitelikte bir kitap. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.
Platon - Bilgi Ruh ve Devlet
Platon - Bilgi Ruh ve DevletAlfred Edward Taylor · Fol Kitap Yayınları · 202046 okunma
104 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Açıkca çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Klişe olaylar serisi şeklinde devam eden bir hikâye. Sadakatsiz eş ve bunun sonucunda hayat bulan ihanetin devamında bir korkuya dönüşmesini konu alıyor. Hep merak etmişimdir gerçek hayatta da hep karşımıza çıkan bu ihanetlerin gerçek sebebi aşkın rengini kaybetmesi ya da ilgisizlik mi? Çok seviyorum, aşkımdan ölüyorum diyenlerin ihanetlerine de hepimiz şahit olmuşuzdur. Aşk ölür zamanla saygı bâki kalır derler. Bu söze de her zaman acıyarak bakmışımdır. Belki de aşkı ölümsüz olarak görmek istediğim içindir bilemem. Belki de geri kafalılık yapıyorumdur ve gördüğüm rüyadan uyanmam gerekiyordur. Bir insan kendini bilir, eğer ihanete düşeceğimize inanıyorsak bence öncelikle kendimize saygı duyup o evlilik yoluna girmemek ve özgür irademizin peşinden gitmeliyiz. O yola giriyorsak da hayatımızı ve aile sadakatimizi korumalıyız. Çünkü izlerimiz dokunduğumuz hayatlar üzerinden kolay silinmez. Bunu müthiş bir hale getirmekte, bir kabusa çevirmekte bizlerin elinde. Herkese iyi okumalar, teşekkürler.
Korku
KorkuStefan Zweig · Parodi Yayınları · 2018102,7bin okunma
Reklam
156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Bu dünyadan bir Thoreau geçti...
Henry David Thoreau, insanlığın kalbindeki yerini zaman geçtikçe daha da sağlamlaştırıyor. Onun hayatı, paradoksal bir gerçeği yeniden kanıtlıyor bize: gerçekten başarılı olanlar, aslında başarısızlığa uğrayanlardır. Thoreau'nun anlaşılmazlığı, yoksulluğu, gerek bir yazar gerekse bir öğretmen olarak toplumda yer bulamayışı, başarısız bir àşık olması, iş hayatındaki başarısızlıkları ve erken ölümü birleştirip, onu neredeyse şehit mertebesine kadar çıkararak ölümsüzleştiren felaketlerdir. Özellikle erken ölümü, bütün bunları kutsuyor ve listeyi tamamlıyor. Hayatta en çok şeyi görebileceği, keyif alabileceği dönemini yaşayan bir natüralistin, zamanının büyük bir kısmını açık havada geçiren bir adamın tiberkülozdan ölmesi... O yaşadığı zaman diliminde sadeliğin ve doğanın bir insan hayatındaki önemine dikkat çekmek istedi. Kısa hayatında bir tohumun toprağı nasıl işleyebileceğini anlattı. Sistemin dayatmalarına karşı durdu. Bana göre insanlığın büyük kaybıdır Thoreau. Daha çok yaşamalı ve daha çok yazmalıydı. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.
Nerede ve Ne İçin Yaşadım
Nerede ve Ne İçin YaşadımHenry David Thoreau · Notos Kitap · 2010382 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Küçük yaşta babasını kaybeden ve öğrenme yetisi fazlası ile sınırlı olan bir çocuğun santrançta dünya şampiyonluğuna giden öyküsü. Mirko Czentovic'den ziyade, Dr. B'nin ilginç ve bana göre sıradışı bir şekilde başlayan "Santranç zehirlenmesine" tanık oluyoruz. Dr. B'nin içinde bulunduğu tutsaklık ve imkansızlık onu sorgulanmak için beklediği bir oda da askeri bir ceketin cebinde duran kitabı çalmaya iter. Bir şekilde saklayıp odasına götürdüğü kitap onu hastalık derecesinde iyi bir santranç oyuncusuna çevirir ve bir defa da olsa dünya şampiyonu Mirko'yu yenme fırsatı verir. Detaylara daha fazla girmeden bu kitabın insan hayatına çok güzel yenilikler katabileceğine inandığımı fazlasıyla belirtmek isterim. Bir oda da dört ay tutsak edilmiş ve sosyal hiçbir temas kurulmasına izin verilmemiş sadece sürekli sorguya çekilmiş bir adamın ekmek kırıntılarını kullanarak bir kitap yardımı ile öğrendiği santrançta, bir dünya şampiyonunu mat edişini bulabilir ve bundan kendi hayatınıza da bir şeyler ekleyebilirsiniz. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,7bin okunma
138 syf.
5/10 puan verdi
·
8 günde okudu
On iki yaşında bir çocuğun gerçek dünya ile tanışması ve yaşadığı duyguları konu alan bir kitap. Hastalığı yüzünden sosyal hayattan uzak kalmış küçük bir çocuğun gittiği tatilde tanıştığı yaş olarak ondan çok daha büyük olan Baron'un Edgar'ın annesine ulaşabilmek için onunla yakınlık kurması ile başlayıp sonrasında bir dizi hikâye serisi ile devam ediyor. Baron'un gerçek niyetini anlayan bir çocuğun annesini korumak adına verdiği psikolojik ve fiziksel bir savaş söz konusu. İçinde bulunduğumuz ihanetlerin, sadakatsizliklerin yoğun yaşandığı bir dünya da konu fazlası ile sıradanlaştı okurken benim için. Şahsen biraz sıkıla sıkıla bitirdiğim bir kitap oldu. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Romans Yayınları · 201941,9bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
MECBURİYET!
Mecburiyet! Bir bakıma içinde bulunduğumuz sistemin bize dayattıkları dersek sanırım daha doğru bir tanım kullanmış oluruz. Stefan Zweig bu mecburiyetlerinden sadece bir tanesine kitap da yer vermiş. Karakterimiz Ferdinand, kendi ülkesinde başlayan savaş nedeni ile eşini de alarak İsviçre'ye kaçar ve hikàye burada hayat bulur. Askerlik ve savaştan kaçan Ferdinand bir nokta da farkedilir ve yeri tespit edilerek ülkesine vazifesi için davet edilir. Bu duruma en çok eşi Paula tepki koyar ve sistemin bir gereği olarak kocasını askere yani savaşın tam ortasına göndermek istemez. Paula sözlerini bir silah gibi kullanır kocasına karşı ve sonucunda bu sözler etkisini gösterir. Paula'nın sözlü karşı duruşlarında fazlası ile çok sevdiğim yazar Henry David Thoreau'nun sisteme yönelik yakarışlarını ve eleştirilerini hatırladım. Thoreau en basitinden halkın devlete ödediği vergilere karşıydı ve yaşamı bir hak olarak görüyordu ve kimse onun aldığı nefese ve emeğe vergi koyamazdı. Bu yüzden hapse girer sonrasında akrabaları tarafından kefaleti ödenir serbest bırakılırdı. Sırf kefaleti ödendiği için yakınlarına çatmışlığı bile olduğu yazıyor bir kitabında. Sonuç olarak sistemin getirdikleri ve bir insanın kendi iç sesiyle çatışmasını bulabilirsiniz bu kitap içerisinde. Herkese iyi okumalar. Teşekkürler.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Karbon Kitaplar · 201961,7bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Madema de Prie'nin hikâyesi bizlere hayatın inişli çıkışlı bir serüven olduğunu ve hayatın her şeye açık olduğunu fazlasıyla göstermekte kitapta. Hikâyede sahip olduğu makam yüzünden büyük bir ego patlaması yaşayan ve zamanla gücünü kaybeden Madema de Prie'nin trajik sonuna şahit olmaktayız. İnsanlık için maddiyat önemlidir ama ekonomik özgürlük her alanda mutluluk getirmez. Her şeye sahip olduğunuzu düşündüğünüz bir an da düştüğünüz en ufak bir manevi yoksunluk ki bu bir eş, arkadaş, sosyal boşluk vb. gibi şeyler, sizden çok daha fazlasını götürebilir. Bu yüzden hayata dair kurduğumuz bağların önemine bir kez daha dikkat çekmek isterim bende şahsım adına. Teşekkürler.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İndigo Kitap · 201976,9bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Aşk mı daha kolay yoksa aşksızlık mı?
Tutkulu bir aşk hikâyesi fakat tek taraflı yaşanmışlıklarla dolu. Bir tarafta çok seven ve bütün hayatını tek bir adamın sevgisine adamış ama uzak kaldığı dönemde de çokça sadakatsizliklere hayatında yer vermiş bir kadının öyküsü karşımıza çıkmakta. Kendime bu kitabı okuduktan sonra direk şu soruyu sordum. Ben olsam ne yapardım? Böylesine tek taraflı yaşanan duygular beni nasıl bir adam yapardı diye düşündüm ve kendime cevabımı geciktirmedim. Aşk tek taraflı yaşanacak bir şey değildir çünkü aşk karşılığı varsa güzeldir. Beni görmeyen bir kadın için mücadele sürem 3 dakikayı geçmezdi sanırım. Bu sebep ile okuduğum karaktere ve tek taraflı aşkına acımaktan başka bir şey gelmedi elimden. Diğer taraftan sevgili Oğuz ATAY'ın şu sözleri de geldi aklıma: "Kimseden bir şey beklemiyorum. Ben monologdan yanayım, sevgisiz acımaya karşıyım." Bence kimse sevgisini acınacak duruma düşürmesin. Teşekkürler.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Parodi Yayınları · 2017224bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İnsan önce kendini keşfetmeli
Stefan Zweig'ın okuduğum ikinci kitabı da beni hayal kırıklığına uğratmamış oldu. Hayatta gerçekten olağanüstü bir gece kapımızı çalabilir ve o gece de doğru bildiğimiz bütün yanılgılarımızdan kurtulabiliriz. İnsan önce kendini keşfetmeli ve gerçekten ne yaşamak istediğini bilmelidir. Çoğu zaman bizi bir kalıba sokan yaşam tarzlarımızdan ödün vermeyi öğrenmeli ve belki de bizi boğan bu kalıpları esnetebildiğimiz kadar esnetmeliyiz. Sıradanlık ya da diğer bir deyişle kurulu bir saat gibi yaşamak yerine kendimizi mutlu edebileceğimiz yeni hayatlar bulabilir ve hayata daha farklı daha geniş bakabiliriz. Kurtulalım ön yargılarımızdan ve kalıplarımızdan ve her zaman iyiliğe yoğunlaşalım. Dünya da yeterince acı ve nefret var.. Teşekkürler.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Yakamoz Yayınları · 2019143,6bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Run Zweig Run ...
Amok koşucusu beklentilerimi fazlası ile karşılayan bir kitap oldu. Bazı kitapları kelimelere dökmek zordur ama şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki zamanın nasıl geçtiğini ve bu kitabın bende bıraktığı hoş tadı hep hatırlayacağım. Bu kitapta beni en çok etkileyen ve düşündüren kelimeleri de şuraya bırakayım. " İnsanlara yabancılaşmışsın doktor ve bu gün geçtikçe bir hastalığa dönüşecek! " Ne kadar isabetli yerinde bir tespit sanki bugüne de ayna tutarcasına... Teşekkürler..
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Yakamoz Yayınevi · 2019111,3bin okunma
534 syf.
5/10 puan verdi
·
54 günde okudu
Açıkçası beklentilerimin çok uzağında kaldı ve hayal kırıklığı yaşadım okurken. Bitirebilmek adına kendimi çok zorladığım kitaplardan biri oldu. Beni en çok bozguna uğratan konular arası geçişlerde ve sürekli bir konu üzerinden ilerlerken bir anda farklı bir konuya geçip odağınızın dağılması ve sonra neyse bu konumuz değil buna daha sonra bakacağız şimdi devam edelim konumuza dönelim v.b durumların kitap içerisinde çok fazla yer alması oldu. Keyif alamadım belki de Aristoteles'i anlamaya yanlış kitap'dan başladım.
Nikomakhos'a Etik
Nikomakhos'a EtikAristoteles · Sentez Yayınları · 2014999 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Okumaya fazlası ile geç kalmış olduğum bir kitaptı. Sokrates savunmasını yaparken kendimi Atina 'da onu dinlermiş gibi hissettim. Bu da kitabın okuyan ile güçlü ilişkisinin bir göstergesidir bana göre. Dünya tarihinin tanıdığı ilk Yüksek öğretim dersliğini inşa eden ( Akademia ) ve kapısına "Geometri bilmeyen bu kapıdan giremez" diye bir de not düşen sevgili Platon'a da buradan sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Panama Yayıncılık · 201852,6bin okunma