Friedrich nietzsche, ecce homo
Mümkün mertebe az oturmalı; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Ônyargıların hepsi bağırsaklardan gelir. Daha evvel de söylediğim gibi, Kutsal Tın'e karşı işlenen esas günah yerinden kıpırdamamaktır.
Reklam
Belki de insanın kendi düşüncelerinin efendisi olabilmesi için onları zorla göndermesi gerekiyordur.
Sayfa 371 - Ayrıntı Yayınları, 125.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Acımasız olmayı öğren. Eski hayatının külleri üzerine yeni benliğini inşa et.
Sayfa 366 - Ayrıntı Yayınları, 125.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Reklam
Büyük ruhlar için özgür bir yaşam açık duruyor önlerinde hâlâ. Sahiden, kim az şeye sahipse başkaları da ona daha az sahip olur: şan olsun küçük yoksulluğa!
Prof. Dr. Mehmet GENÇ,
Mehmet Genç; "Yabancı literatür, çok erken bir yaşta "kendi kendime" öğrendiğim İngilizce ve Fransızca sayesinde etkiledi beni. Bir de okumaya Nietzsche, Schopenhauer, Goethe, Dostoyevski gibi çok büyük yazarlardan başladım. Ve bunların ikliminde dolaşmaya başladıktan sonra bunlara göre daha düşük düzeyde kalanlarla ilgilenmek, bana "seviye kaybı" gibi geldi. Ayrıca meslek gereği olarak iktisat tarihçilerini okudum. Fakat benimkisi daha çok bir "kayboluştu". Yola ilk çıkışımda ilk doktora tezimi yazarken başlangıç hipotezlerim "doğrulanmadı". Fakat neden doğrulanmadı? Bu beklediğim şey neden çıkmadı? diye o "verilerin" üzerine gittim. İkinci çalışma alanımı bu "kayboluş" oluşturdu" Elizabeth Özdalga, Tarihsel Sosyoloji, s. 83. Prof. Dr. Mehmet GENÇ, Türk tarihçi. Osmanlı iktisat tarihi üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınmaktadır. 1956'da başladığı doktorasını 40 yıl sonra 1996'da tamamladı.
Reklam
"...zirvelerin de sorunu şu ki zirveden sonrası hep yokuş aşağı gidiyor."
Sayfa 210 - AyrıntıKitabı okuyor
Bize tam samimiyet sunan kimseler, böylelikle bizim samimiyetimizi hak ettiklerini sanırlar. Yanlış çıkarımdır bu; armağanlar sunarak haklar kazanılmaz.
Senneanlatıyorsunkimeanlatıyorsun
Sıradan toplulukların içinde bulunduktan sonra neden vicdan rahatsızlığı duyarız? Çünkü önemli şeyleri hafife almışızdır, çünkü kişilerle konuşurken tüm samimiyetimizle konuşmamışızdır ya da konuşmamız gereken yerde susmuşuzdur, çünkü yeri geldiğinde sıçrayıp koşturmamışızdır, kısacası topluluk içinde onlardan biriymişiz gibi davranmışızdır.
"Bunalım, öz farkındalığın bedelidir.Hayatınıza yeterince derinden bakacak olursanız çaresizliği her yerde bulursunuz."
Sayfa 195 - AyrıntıKitabı okuyor
"İnsan unutkanlığına karşı önlem almaz mı..?"
Sayfa 187 - AyrıntıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.