Kitaplar bizim evimizde nadir rastlanan bir şeydi
Ekmeğin daha önemli bir şey olduğu düşünülürdü. Midelerimizi doldurmak zihinlerimizi beslemeye oranla daha önemli bir şeydi.
Ama şimdi durum daha farklıydı. Artık her şeyi, eğlence ve merakla dolu küçük bir çocuğun gözleriyle değil de bir sakatın, kendi kaderini keşfetmiş bir sakatın gözleriyle görüyordum.
Belki de insan ruhu böyle art arda bin bir türlü duygudan geçtikten sonra doymak bilmiyor, giderek hırçınlaşıyor, bitkin düşünceye kadar yeni yeni ve daha güçlü duygulara kapılıyordu.