Sabahattin Alinin bu okuduğum 4.kitabı ve hepsi bir baş yapıt niteliğinde özelikle
Kürk Mantolu Madonna kitabı Türk edebiyatının en önemli eserlerinden. yazar bu kitapta da diğer eserlerinde olduğu gibi iç dünyasını ve toplumdan konuları ele almış düzen bozukluğu, zengin fakir sınıflandırılması, dışlanma duygusu ,toplumun cehalet durumu ve nicesi
Ve en önemlisi kitabın gerçek hayat hikayesinden esinlenmesi.
Sabahattin Ali 'nin 22 Aralık 1932 yılında Atatürk'e saygısızlık adı altında Konya'da ceza evine girmesi ve ordaki kovuş arkadaşı yusufun hayat hikayesinden esinlenmiştir. Kitap aslında 3. Cilt halinde planlanmış ama
Sabahattin Ali 'nin Gürcistan'a gitmek için yoldaşlık etiği Ali Ertekin tarafından hayatına son verilmesi bu planı bozmuş ve diğer iki kitabın yayınlanmasını olanaksız kılmıştır
Kitaba gelirsek Aydının kuyucaklı köyünde yaşayan Yusufun anne ve babasının eşkıyalar tarafından öldürülmesi ve kaymakamın olay yerini incelemek için geldiği zaman Yusufu görerek ona acıması ve evlatlık almasıyla olaylar başlar ve daha sonra yusuf ve muazzez'in evlenmesini kabullenemeyen annesinin ve Yusufun baş düşmanı olan şakirin birlikte olarak yaptığı kötülüklerle devam eder.
Kitap genel olarak eski yeşil cam filmlerini betimlemeleriyle andırıyor.
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,5bin okunma
Şu zamana kadar etkisinde kaldığım nadir kitaplardan biri .
iki yıl önce okumama rağmen hala ilk günkü kırgınlığı hissediyorum
Khaled Hosseini 'nin diğer kitaplarına da başlama sebebim bu kitap ,
Yazar bu kitabında diğer kitaplarından farklı olarak kitaptaki karakterlerin her birisinin hayatlarına farklı bölümlerle yer vermiş ve buda çoğu okurun tepkisini çekmiş kitabın gerekisiz uzaması , sıkıcı olmaya başlaması ve kitabın büyüsünün bozulması gibi farklı fikirlerinin artmamasına sebep olsada
benim kanaatime göre yazar kitaptaki diğer karakterlerin hayatlarına değinerek bize toplumdaki her kesimden bir parça sunmuş ve bizim kayıp parçamızı , kayıp benliğimizi o karakterlerde bulmanızı sağlamış her bir karakter bizim farklı yönlerimizi temsil ediyor.
Kitaba gelecek olursak iki kardeş olan peri ve Abdullah 'ın acı dolu hayatlarını konu alıyor fakir bir ailenden olan çocukların annelerinin ölümünden sonraki yıllarda üvey Anneyle yaşamlarını ve iki kardeşin farklı hayatlarını anlatarak devam ediyor. olaylar perinin Zengin bir aileye evlatlık verilmesiyle başlıyor.
Abdullah'ın ise kız kardeşi özlemiyle aklını kaybetmesine neden olan bu ayrılık sonunda ikisi için de kaçınılmaz olan bir sonla ebedi ayrılıkla son buluyor.
Bence
Khaled Hosseini kitaplarında hep Bir günah keçisi belirliyor
" Beklemek… Ah, insan hayatı mutluluk, öfke, hüzün, acı gibi türlü hislerle dolu, ama bu hisler hayatımızda yalnızca yüzde birlik bir yer kaplıyor. Kalan yüzde doksan dokuzu, beklemek ve yaşamaktan ibaret değil mi? "
" Olgun biri gibi davrandığımda, insanlar ne kadar olgun olduğum hakkında konuşuyorlar. Tembel davrandığımda, tembelliğim hakkında dedikodu ediyorlar Roman yazamıyor gibi yaptığımda, yazamadığımı söylüyorlar. Yalancı gibi davrandığımda, yalancı diyorlar. Zengin gibi davrandığımda, zenginliğimi konuşuyorlar. Umursamaz göründüğümde, ne kadar da umursamaz olduğumu söyleyip duruyorlar. Fakat gerçekten acı çekip inlediğim vakit, insanlar numara yaptığımı söylüyorlar.
Bence kendileriyle çelişiyorlar."
"Ölenler güzel; yaşamak, yaşamayı sürdürmek bence çirkin ve kanlı bir iş.
Her halükârda, bir şeyden emin olunabilir: İnsan, yaşamak için rol yapmak zorunda."