...Oysa çöküntü kurbanının böyle bir seçeneği yoktur, kendini tıpkı yaralanmış bir asker gibi en dayanılmaz toplumsal ve ailevi çatışmaların ortasına itilmiş bulur. O savaş alanında, beynini kavuran acıya karşın sıradan olaylarla, ahbaplarla ilişkisini koparmamış birinin yüzünü takınmalıdır. Hoşbeşlere katılması, soruları yanıtlaması, başını ciddi ciddi sallayıp kaşlarını çatması, hatta -Tanrı yardımcısı olsun- gülümsemesi gerekir. Birkaç sözcüğü toparlaması bile ateşten gömlekken.