Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Senem

Bir kenti tanımının en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, nasıl sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır.
Reklam
Uyuklamak parça parça ölmek, uyumaksa yekpare ölüm. Bu aralar hep uyukluyorum. Vücudumdan büyük parçalar kaybetmişim gibi hissediyorum kendimi. Gece olduğunda kayıp parçalarım karanlığa karışıyor.
İnsan uyuyakalıyor, uyanınca aradan aylar geçmiş gibi oluyor. Zamanı nerede bıraktığını hatırlamak çok güç.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık yazdıklarımın bir anlamı olsun istiyorum. Bir şey söylüyor olayım. Bu ne bu, bu satırlar ne anlama geliyor? diye bir soran olursa, sanki olabilirmiş gibi, diyeyim ki: bu bir hikâye, ama biraz karışık.
Kendimi kapadım yazdığım defterlere. İçimi açmaktan çok korktum.
Reklam
Arada bir kendi kendime çıldırdığım oldu, çıt çıkarmadan. Kimseye duyurmadan. Abime sezdirmeden. Babaannemin bakır helva tenceresinde defterleri yakarak, ateşi hep canlı tutarak, defter doldurmaktan ve doldurduğum defterleri yakmaktan bitkin düşünce uyuya kalarak yıllar geçti.
Herhangi bir günü pazar kılan her şeyden uzak olduğum halde, uyanır uyanmaz günlerden pazar olduğunu hatırladım. Oysa ne pazar kahvaltısı var hayatımda artık ne pazar gazeteleri ne aile ziyaretleri. Umurumda mı günlerin adı?
Bu defa olağan dışı bir şey yok hayatımda. Hatta her şey fazla olağan.
Hayatı uzun sürmüş bir sıkıntıdan ibaretti. Boş, içeriksiz bir sıkıntı. Neden hayat bir sıkıntıdan ibaret diye soramayacak kadar tembel yaratılışlı olmalıydı ki, ölmek daha kolaydı.
Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim.
Reklam
Adımın bir öneminin olmadığını ben de biliyorum. Ama şu satırları yazan ele sahip vücut bir ad taşıyor. Ad vücudu var kılar.
İnsan ya kendi kendine konuşur, ya kendi kendine yazar. Kendi kendine konuşmayı makbul saymazlar. Oysa ne fark var ki arada?
Hoşça kalın, Madam. Bu ayrılık sözü şimdi bana ne kadar acı geliyor, bilir misiniz? Bana ayrılığı, hasreti hatırlatıyor da buruveriyor gönlümü. Bana ne acılar verdiğini düşünebilseniz, bu boyun eğişim karşısında benden hoşnut kalırdınız. Hiç olmazsa insaf edip aşkıma, şefkatte, saygıda bir an kusur etmemiş aşkıma inanmanızı dilerim.
Sayfa 121Kitabı okudu
İnsan ciltler dolusu yazar da, bir çeyrek saat konuşmanın aydınlatıvereceği bir şeyi bir türlü anlatamaz.
Sayfa 121Kitabı okudu
Hasret, çektiğim acıları bir kat daha artırınca sizden başka kime yakınabilirim? Bundan böyle en büyük ihtiyacım olacak avutucu sözleri, sizden başka kimden bekleyebilirim? Siz ki hüzünlerimin biricik nedenisiniz, esirger misiniz benden o sözleri?
Sayfa 121Kitabı okudu
6,6bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.