"... Her yakın tatmin, kendi arkasında çaresiz bir perişanlık bırakıyor. Şehvet hayatının çok kullanılmasından devasız bir keder doğuyor. Saadet çok kere iradeye bir kudretsizlik getiriyor. Zevk hakiki olarak istenmiş değildir. Daha ziyade o, irade yokluğunun eseridir. Hayat, hareket imkânları bulamayınca kendi üzerine dönüyor ve kendi kendinin tufeylisi bir mahluk gibi, kendi cevheriyle gıdalanıyor.