Marguerite Yourcenar’ı ilk kez okudum, dili o kadar naif bir şekilde nakşedilmiş ki her bir satırın altını çizmek istiyorsunuz. Sadece anlaşılmayı dileyen bir anlatıcının, tüm duygularını sonuna kadar içinizde yaşarken, yazara hayran olmamak elde değil...İnsanın insan olma çıkmazını, insan olmaya çalışırken verdiği iç savaşlarını ve insanın insandan çok daha fazlası olduğunu yüzümüze tuttuğu sihirli aynası eşliğinde anlatıyor...Anlatıcının; kendini ararken bulduğu kişinin içine girmekte yaşadığı sancıları, bir kimliğe sığamayışını ve sık sık Ahlak ve Tanrı çıkmazlarında saplanıp kalmasını ve sonunda kendi içinde boğulmasını derin bir hüzünle takip etmekten başka çare kalmıyor sevgili okurlarına...