Kapının ardında neler olduğunu görmek istiyordu. Peki, bu âlemin bir parçası olmadan sadece görmek, görmekle yetinmek ve o bir adımlık mesafeyi ilelebet muhafaza etmek mümkün müydü?
Sevmek ve sevilmek isteyen bir kadın jane. Sevgiyle güçlenen, büyüyen, gelişen, tutkusu artan; arttıkça kendisine tutku duyulmamasını imkansız hâle getiren.. Özel ve güzel yaratılmadığını düşünüp, ne bunu bir eksiklik gören ne de öyle yaratılana haset duyan Jane.. Hikaye boyunca hep seçimler yapmak zorunda kaldı. Ahlak anlayışı, bir ailesi bile olmamasına rağmen kalıplaşmış aile ve toplum değerleri, vicdanı, tutkuları, sevdiklerine karşı duyduğu bağ, gördüğü rüyalar.. Hepsi tercih edilen olmak için savaştılar zihninde. Ama o her neyi seçtiyse; doğru olanın o olduğuna inanıp, dimdik durabildi ve okuyanları inandırabildi her ne yaptıysa doğruluğuna. Hiç kimseden beklentisi yok. Kimse onu sevmek, ona güvenmek ya da yardım etmek zorunda değil bunun için asla gücenmez ve hatta bunu hissederse; kendisi bencillik etmiş olur. Büyük yürekli birinden bahsediyorum. Ve bu kadar büyük bir yüreğin var olabileceğine inandirabilen, umut ve ilham verebilen büyük bir yazardan.. Gerçek aşkın, dostluğun, acının, hissedilen her duygunun gercekliğini çok güzel yansıtan bir kitap. Affedip hafiflemeli insan. Ve sevip sevildiği insanlarla olup hafiflemeli
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,2bin okunma
İnsanın çevresindeki insanlar tarafından sevildiğini ve varlığının onların rahatına katkıda bulunduğunu bilmesinden daha büyük bir mutluluk dünyada yoktur
Onun hissetmekten aciz olduğu öfke bütün gün boyunca benim ruhumda yanmış, büyük ve sıcak gözyaşları yanağımı yakmıştı çünkü onun o mahsun boyun eğişini görmek yüreğime dayanılmaz bir acı vermişti.
... Sadece seçmen gerekiyor. Bir seçim yap ve kendini seç! Kendini seçen insan asla kendine acımaz. Çünkü kendini, kendine acıyacak kadar uzun süre acınacak durumda bırakmaz.