Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
İvan Poprişçin
İvan Poprişçin
@Popriscinivanov
sanat galerisi /
130 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitabın ardında yatan hikayeyi öğrendikten sonra okumaya karar vermiştim. Çok güzel ve etkileyici bir hikaye. Büyük şehirlere “megapol” deyip kendini doğaya adayan Muzaffer Sarısülük’ün asker arkadaşının ağzından bir biyografisi.
Eski Yunan Aşk Tanrısı Eros'un adindan türeyen "erotik" kavramı, geniş anlamda, hem iki cinsin birbiriyle olan ilişkisinde, hem de insanlar arası dostluk ifadesinde ortaya çıktığı şekliyle aşkın çeşitli görünümlerini içerir. Ancak bugün dar anlamda"erotik" dendiginde akla gelen, bir yandan cinselliğin zihinsel ve ruhsal gelişimi, bir yandan da cinsellik coşkusuyla yapılan oyunlar ve bunun sosyalleşme, moda, sanat, ve reklamcılık gibi alanlara yaptigi etkilerdir. Bu baglamda toplumun veya kişinin erotikleşmesinden veya erotizminden söz edilebilir.
Bu kitap da Türk sinemasında ağır ağır film içinde görseller ile başlayan daha sonra bir sinema akımına dönüşen erotizm ve erotik sinema dönemini anlatan güzel bir kaynak niteliğinde. Sinema tarihine meraklı kişilerin bu seriyi mutlaka okumasını önerebilirim.
·
Puan vermedi
Mahir Ünsal Eriş, ikinci öykü kitabı Olduğu Kadar Güzeldik’le 2014 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülmüş ve kuşağının en özgün, en sevilen yazarları arasına adını yazdırmıştı. Olduğu Kadar Güzeldik ince ince işlediği onca hüzne, umutsuzluğa ve acıya karşın yaşam sevgisiyle dolu, edebiyatımızın öykü türünde yerini sağlamlaştırmış bir kitap. Öykü severlerin mutlaka listeye alması gereken bir kitap.
Okur Takip Önerileri
Mahir Ünsal Eriş’in ilk kitabı. Ancak ilk kitaptan beklenmeyecek bir yetkinliğe sahip, konu ve kişileri açısından da şaşırtıcı bir çeşitlilik sergileyen bu birbirinden güzel öyküler bazen bir çocuğun gözünden hayat yarasını, bazen bir yetişkinin umutsuzluğunu, bazen ergenlerin yakıcı ilişkilerini, bazen de küçük dünyalara sığamayan büyük umutları anlatıyor. Bir kıyı şehrindeki hayata aç gençler, bir meydan kavgasıyla sönen umutlar, rastlantıların savurduğu hayatlar, sancılı büyümeler, küçük kasabalardaki büyük aile trajedileri de bu sarsıcı ve dokunaklı öykülere konu oluyor.
Bu ülke insanlarının yaşama gailesini gençliğine karşın alabildiğine duyarlı ve olgun bir bakışla işliyor Mahir Ünsal Eriş. Yeri geldiğinde kendine özgü mizahını da konuşturarak her tür insanlık haline tercüman oluyor. (Alıntı)
Bir İdam Mahkumunun Son Günü , Victor Hugo'nun 1829 yılında yazdığı ve Fransız Devrimi öncesindeki toplumsal adaletsizlikleri eleştirdiği bir eserdir. Kitapta, suçsuz olduğu halde idama mahkûm edilen bir genç adamın son günü anlatılır. Kitap, okuyucuya insan hayatının değerini, ölüm cezasının vahşetini ve yoksulluk, eğitimsizlik ve baskı gibi sorunların insanları nasıl suça sürüklediğini gösterir. Kitap, Hugo'nun akıcı ve etkileyici üslubuyla yazılmıştır.Bir İdam Mahkumunun Son Günü kitabı, edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir.
Oscar Wilde'ın ünlü romanı "Dorian Gray'in Portresi", yazarın en önemli eserlerinden biridir ve İngiliz edebiyatının klasikleri arasında yer alır. Kitap, yirminci yüzyılın başında yayınlanmıştır ve o dönemde büyük bir tartışma konusu olmuştur.
Roman, güzelliğe, gençliğe ve zevke olan obsesif takıntılarını konu alan bir karakter olan Dorian Gray'in hikayesini anlatır. Dorian, ressam Basil Hallward tarafından portresi yapılan genç ve yakışıklı bir adamdır. Dorian, ressamın arkadaşı olan Lord Henry Wotton ile tanıştıktan sonra hayatı değişir. Lord Henry'nin etkisi altında kalarak hedonist bir yaşam tarzı benimser ve güzelliğine olan takıntısı artar.
Dorian, portresinin kendisi yerine yaşlanacağını keşfeder ve bu gerçek onu deliye çevirir. Dorian'ın yıllar geçtikçe fiziksel olarak bozulmayan portresi, onun ahlaki çöküşünü ve iç dünyasındaki karanlığı yansıtmaya başlar. Dorian, günahlarının portresinden kaçmaya çalışırken daha da kötüleşir ve sonunda trajik bir sonla karşı karşıya kalır.
Kitap, estetizm akımının özelliklerini taşır ve dönemin toplumsal normlarına meydan okur. Oscar Wilde'ın ironik ve aforizma dolu dilinin yanı sıra, romanın derinliği ve psikolojik inceliği de dikkat çekicidir.
"Dorian Gray'in Portresi", güzellik, gençlik, ahlak ve insanın iç dünyası gibi konuları ele alması ve işlemesiyle, günümüz edebiyatı ve popüler kültürü üzerinde hala etkisini korumaktadır.
Fernando Pessoa'nın Huzursuzluğun Kitabı adlı eseri, modern Portekiz edebiyatının en önemli yapıtlarından biridir ve yazarın ölümünden sonra yayımlanmıştır. Eserde, yazarın alter egoları aracılığıyla insanın varoluşsal huzursuzluğu ve bunalımı ele alınır.
Huzursuzluğun Kitabı, dört farklı karakterin günlükleri ve notlarından oluşur. Bu karakterler, yazarın kendisi gibi bir şair olan Bernardo Soares, Fernando Pessoa, Alberto Caeiro ve Ricardo Reis'dir. Her karakter, kendi dünyasında yaşarken, insanın varoluşsal huzursuzluğu ve yalnızlığı hakkında düşüncelerini dile getirir.
Bernardo Soares, kitapta en sık kullanılan karakterdir ve yazarın alter egosu olarak kabul edilir. Soares'in günlükleri, insanın varoluşsal huzursuzluğunu ve yalnızlığını en çarpıcı şekilde ele alır. Pessoa'nın diğer alter egoları da insanın varoluşsal sorgulamalarını ve huzursuzluğunu farklı açılardan ele alır.
Huzursuzluğun Kitabı, modernist bir eserdir ve yazarın dil ve edebi tekniklerdeki ustalığı ile dikkat çeker. Kitapta, insanın huzursuzluğunu ifade etmek için metaforlar, benzetmeler ve semboller kullanılır. Ayrıca, yazarın dilindeki sade ve yoğun anlatım tarzı, kitabın etkisini arttırır.
Huzursuzluğun Kitabı, insanın varoluşsal huzursuzluğunu anlamak isteyenler için önemli bir eserdir. Kitap, insanın iç dünyasına dair derinlemesine bir bakış sunar ve modernist edebiyatın önemli bir örneği olarak kabul edilir.
Tolstoy'un "Kreutzer Sonat" adlı kitabı, insan ilişkileri ve ahlaki değerler üzerine derinlemesine bir inceleme sunan etkileyici bir eserdir. Roman, kırsal Rusya'da bir trende seyahat eden bir adam olan Pozdnyshev'in, hayatının aşkı olan eşiyle yaşadığı trajik olayları anlatır.
Pozdnyshev, eşiyle yaptığı seyahat sırasında
Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık kitabı, Latin Amerika edebiyatının en ünlü ve etkileyici eserlerinden biridir. Kitap, Macondo isimli hayali bir kasabada geçen hikayeleri anlatır ve bu kasabada yaşayan ailelerin yüzyıllar boyunca yaşadıkları olayları ele alır.
Kitap, gerçeküstü öğelerle dolu bir anlatıma sahiptir ve yazarın dil ve anlatımı oldukça etkileyicidir. Macondo kasabasının yaratıcılığı ve ayrıntılı tasviri, okuyucuyu kendine çeker ve onları kasabanın sırlarını keşfetmeye davet eder.
Yüzyıllık Yalnızlık, aynı zamanda Latin Amerika tarihine ve kültürüne de büyük bir bakış sunar. Kitap, İspanyol sömürgeciliği, kölelik, iç savaşlar ve modernizasyon gibi konuları ele alır ve Latin Amerika toplumunun karmaşık ve çalkantılı tarihini yansıtır.
Bununla birlikte, kitabın anlatımı oldukça karmaşıktır ve bazı okuyucular için anlaşılması zor olabilir. Ayrıca, kitapta yer alan bazı cinsel içerikler ve şiddet sahneleri, bazı okuyucular için rahatsız edici olabilir.
Yüzyıllık Yalnızlık, Latin Amerika edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve dünya çapında geniş bir okuyucu kitlesine sahiptir. Kitap, yazarın dil ve anlatımındaki ustalık ve zenginlik nedeniyle, edebiyat tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
·
Puan vermedi
Sofokles'in Kral Oidipus'u, antik Yunan tragedyalarının en ünlülerinden biridir ve günümüzde hala okunan ve sahnelenen bir eserdir. Kral Oidipus, bir insanın kaderiyle yüzleşmesi ve kendi suçlarıyla yüzleşme konusunu ele alır.
Oidipus, Korint Kralı Polybus'un oğludur ve kendisine Thebai Kralı olduğu söylenir. Ancak bir kehanet,
Kitap, okültizm, cadıcılık ve büyü gibi konuların tarihsel gelişimini ele alarak, bu konuların nasıl ortaya çıktığını ve nasıl yayıldığını anlatır. Yazar, bu konuların tarihsel ve kültürel bağlamını ele alarak, okuyuculara bu konuların kökenlerine dair bir fikir verir.
Kitap, ayrıca okültizm, cadıcılık ve büyü gibi konuların popüler kültürdeki yansımalarına da değinir. Yazar, bu konuların popüler kültürde nasıl işlendiğini ve bu konuların popüler kültürdeki etkisini ele alarak, okuyuculara bu konuların günümüzdeki yansımalarını gösterir.
Christopher Dell'in "Okült, Cadıcılık ve Büyü" adlı eseri, okültizm, cadıcılık ve büyü gibi konulara ilgi duyan okuyucular için kapsamlı bir kaynak sunar. Kitap, bu konuların tarihsel ve kültürel arka planını inceleyerek, okuyuculara bu konuların kökenlerine dair bir fikir verir. Ayrıca, kitap, bu konuların ne olduğunu açıklar ve yaygın yanlış anlamaları çürüterek, okuyuculara gerçekleri anlatır. Bu nedenle, okültizm, cadıcılık ve büyü gibi konulara ilgi duyan okuyucular için tavsiye edilir.
Reza Aslan'ın "Zelot" kitabı, Hz. İsa'nın hayatını ve dönemin politik, sosyal ve kültürel koşullarını ele alan bir araştırma kitabıdır.
Kitap, İsa'nın tarihi figürüne dair farklı bakış açılarını ele alırken, aynı zamanda Hristiyanlık tarihinin başlangıcında yaşanan olayları da analiz eder. Aslan, İsa'nın Yahudiliği ve Hristiyanlığı etkileyen öğretilerini ve düşüncelerini araştırırken, dönemin politik koşullarının İsa'nın hayatına nasıl etki ettiğini de incelemektedir.
"Zelot", tarihi bir araştırma kitabı olarak öne çıkarken, aynı zamanda din, kültür ve toplumsal yapı hakkında da önemli bir perspektif sunar. Aslan, İsa'nın hayatını ve öğretilerini, dönemin politik ve sosyal yapılarıyla birlikte ele alarak, okuyuculara İsa'nın hayatına dair daha geniş bir anlayış kazandırır.
Kitap, oldukça detaylı bir araştırma ve analiz sürecini yansıtır. Aslan, İsa'nın hayatı ve öğretileri hakkında farklı kaynakları kullanarak, okuyuculara İsa'nın tarihi figürüne dair farklı bakış açıları sunar.
Aslan'ın dil ve anlatımı oldukça akıcı ve anlaşılırdır. Kitap, tarihi bir araştırma kitabı olmasına rağmen, okuyucuların ilgisini çekebilecek bir üslupla yazılmıştır.
İsa'nın hayatı ve dönemin politik, sosyal ve kültürel koşullarını ele alan bir araştırma kitabıdır. Kitap, İsa'nın tarihi figürüne dair farklı bakış açılarını ele alırken, aynı zamanda Hristiyanlık tarihinin başlangıcında yaşanan olayları da analiz eder. Kitap, tarihi bir araştırma kitabı olmasına rağmen, okuyucuların ilgisini çekebilecek bir üslupla yazılmıştır.
·
Puan vermedi
John Berger'in "Görme Biçimleri" kitabı, sanat, kültür ve toplumsal hayata dair birçok konuda düşüncelerini paylaştığı bir başyapıttır. Kitap, sanatın gücünü ve toplumsal yapıdaki etkisini ele alırken, aynı zamanda bakış açısı, anlamlandırma ve algılama gibi konuları da ele alır.
Kitapta, Berger, yalnızca resim ve sanat eserleri hakkında değil, aynı zamanda günlük hayatta karşılaşılan nesnelerin ve insanların görünümü hakkında da düşüncelerini paylaşıyor. Berger, insanların dünyayı nasıl algıladıklarını anlamak için bakış açılarının ve sosyal yapıların rolüne vurgu yapar.
"Görme Biçimleri", sanatın toplumsal yapıdaki rolü ve insanların sanat eserlerini nasıl yorumladıkları hakkında önemli bir tartışma başlatır. Kitapta, sanatın sınıf, cinsiyet ve siyasi farklılıklar açısından nasıl etkilendiği ve toplumsal yapıdaki değişiklikleri nasıl yansıttığı da ele alınmaktadır.
Berger'in dil ve anlatımı oldukça akıcı ve anlaşılırdır. Kitap, sanat ve kültür hakkında geniş bir perspektif sunarken, aynı zamanda okuyucuların düşünce yapısını da zenginleştirir.
John Berger'in "Görme Biçimleri" kitabı, sanat, kültür ve toplumsal yapı hakkında düşünmek isteyen herkes için önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor. Kitap, sanatın gücü ve toplumsal yapıdaki etkileri hakkında önemli bir tartışma başlatırken, okuyucuların bakış açılarını ve anlamlandırma süreçlerini de sorgulamalarına yardımcı olur.
·
Puan vermedi
Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" romanı, varoluşçuluk felsefesinin temel prensiplerini ele alan ve insan varoluşunun anlamını sorgulayan bir başyapıttır.
Romanın ana karakteri Antoine Roquentin'dir. Roquentin, kendisini dünya ile bağdaştıramayan bir yalnızdır. Roman, onun iç dünyasını ve yaşadığı duygusal çatışmaları anlatırken, aynı zamanda insanın varoluşunun anlamını da sorgular.
"Bulantı", insan varoluşunun anlamını araştıran bir roman olarak öne çıkıyor. Sartre, insanların varoluşunun anlamını arayışını anlatırken, insanların özgürlüğü ve kendi kaderlerini belirleme güçleri hakkında da felsefi düşünceler sunar.
Romanın dil ve anlatımı oldukça yoğun ve ayrıntılıdır. Sartre, insan varoluşunun karmaşıklığını ve çelişkilerini ele almak için birçok farklı anlatım tekniği kullanır. Bu, okuyuculara derin bir düşünce deneyimi sunar.
"Bulantı", edebiyat tarihinde varoluşçuluk felsefesinin en önemli eserleri arasında yer alır. Roman, insan varoluşunun anlamını araştırmak isteyen herkes için bir başvuru kaynağıdır. Ayrıca, Sartre'ın dil ve anlatımındaki zenginlik, romanın edebi değerini de arttırır.
Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" romanı, insan varoluşunun anlamını araştıran bir başyapıttır. Roman, yoğun ve ayrıntılı bir anlatımla insanın iç dünyasını ve varoluşunun çelişkilerini ele alırken, okuyuculara derin bir düşünce deneyimi sunar.
Tarih boyunca insanlığa musallat olan bütün büyük bulaşıcı hastalıkların, insanların doğanın dengesini bozmasıyla meydana geldiğini, çözümün hastalıklarla savaşmaktan ziyade doğayla barışmakta yattığını öne süren; güzel, sürükleyici ve ilginç bilgilerle dolu, bu konulara alakanız olmasa da sizi içine alan güzel bir kitap.
