Henüz çok küçükken, babasının yokluğunda, Pers hükümdarlarının elçilerini ağırlar, onlara hoşça vakit geçirtirdi, onlarla sohbet eder, gösterdiği nezaketle onları kendisine hayran bırakırdı. Sordugu sorular ne çocukça ne de üstünkörü saçma şeylerdi. Elçilerden, yolların uzunluğu ve Asya'nın içlerine nasıl yolculuk yapıldığı konusunda bilgi alırdı. Kralın kendisini, düşmanlarını nasıl alt ettiğini, savaş meydanında hangi askerleri güçleri kullandığını bilmek isterdi. Sorduğu sorularla elçilerin takdirini kazanmıştı. Elçiler, Philippos'un dillere destan dirayeti ve ilerleme hırsının, oğlununkinin yanında daha şimdiden gölgede kaldığına ikna olmuşlardı.