Onu çeken, insanlarım mutsuzlukları içindeki halleriydi, insanların kendileri değildi, mutsuzluklarıydı ve insanın olduğu her yerde buna rastlıyordu, diye düşündüm, insankolikti o, çünkü mutsuzluk özlemi çekiyordu. Insan mutsuzluktur, dedi hep, diye düşündüm, yalnızca budala olan bunun aksini savunur. Doğmak mutsuzluktur, dedi, yaşadığımız sürece de bu mutsuzluğu sürdürürüz, bir tek ölüm kesip atar bunu. Bu, hep mutsuzuz demek değildir, mutsuzluk yoluyla mutlu olabiliriz, dedi, diye düşündüm. Annemle babam bana mutsuzluk dışında hiçbir şey göstermediler, gerçek bu, dedi, diye düşündüm gene de hep mutlu oldular, bu yüzden anne babasının mutsuz insanlar olduklarını söyleyemezmiş, mutlu olduklarını da söyleyemeyeceği gibi, tıpkı kendisi için de mutlu ya da mutsuz biri olup olmadığını söyleyemeyeceği gibi, çünkü insanların hepsi aynı anda hem mutsuz hem de mutlu olurlarmış ve bazen içlerindeki mutsuzluk mutluluktan daha büyük, bazen de tersi olurmuş. Ama gerçek kesinlikle şu ki, insanların içindeki mutsuzluk mutluluktan daha çokmuş, dedi, diye düşündüm.