Dostoyevski'den bir başyapıt daha.. Her zaman düşünmüştüm acaba yolda giderken bana tıpatıp benzeyen birisini görsem ne yapardım ne hissederdim diye. Siz de düşündünüz mü böyle? İşte yazar bu hissi müthiş bir şekilde anlatıyor.
Kitabın yazıldığı 1846 yılında şizofreni,kişilik bölünmesi,paranoya hakkında ne kadar bilgi var ne kadar çalışma var bilmiyorum ama Sayın Fyodor Mihayloviç kesinlikle bir çok Psikiyatri Uzmanına taş çıkarıyor.Öyle ki kitabı okurken ben bile paranoya olmaya başladım bir yerden sonra. İşte bu Dostoyevski'nin gücüdür ve "Öteki" onun en iyi eseri bile sayılmaz.Onun ilerde neler yazacağına dair en büyük işaretlerden birisi bu kitap.
Eksileri yok mu tabii ki var .Ama Dostoyevski'nin en vasat eseri bile herhangi bir yazarın en büyük başyapıtı olabilecek bir kaliteye sahip olduğu için size kesinlikle okumanızı öneriyorum.
19. yy Fransa’sında yaşayan Maupassant, 1882-1887 yılları arasında yazdığı öyküleri, 1900 yılında Gezgin Satıcı başlığı altında bir kitapta toplanmış.öykülerinde de zaman aralığı olarak, yaşadığı dönemi tercih etmiş.
*Maupassant'ın bu kitabında terk edilme duygusu, kaygı, kadınla erkek arasındaki eşitsizlik, en büyük salgın hastalık saydığı savaş öyküleri yer alıyor. Kimi zaman güldüren, çoğu kez acıyla gülümseten öyküler.
İlk öyküleri 1870/71 yılları arasında yaşanan Prusya/Fransa savaşı ve Fransa’nın uğradığı yıkım, iki öyküsünün tematik yapısını oluşturuyor.
Sonraki öykülerinin birçoğu Kadın/Erkek ilişkileri üzerine kurulmuş. İlginç bir biçimde Maupassant öykülerinde kadını “hoppa, anlayışsız, bencil, kurnaz”olarak tanımlarken erkeği “ahmak, çocuksu, zavallı” şeklinde tanımlamayı uygun görmüş. “Bir Ölünün Başında” isimli öyküsünde Schopenhauer’u kendi kimliğiyle bir karakter olarak kullanıp, övgü dolu sözler sarf ettiğini de düşünürsek, kadın ve erkek ve ilişkileri için neden olumsuz tanımlamalarda bulunduğunu anlamak işten bile değil.
İyi okumalar
Gezgin SatıcıGuy de Maupassant · İş Bankası Kültür Yayınları · 2009416 okunma