Roman güzel sakin ve az sayıda insanın yaşadığı bir ada hayatı ile başlıyor fakat adaya diktatör bir başkanın gelmesi ile her şey değişiyor. Bu değişimler büyük adımlarla başlamıyor her şey yavaş yavaş öyle küçük şeylerle başlıyor ki kimse bu duruma ses çıkarma ihtiyacı duymuyor fakat her şeyin sonunda ekolojik dengenin bozulmasına kadar giden olaylar dizisi yaşanıyor. Ve aslında tek bir insanın, tek bir insandan doğan fikirlerin binlerce insanın hayatını nasıl etkilediğini bu romanda görmüş oluyoruz. Kitabı okurken kendime bir ada hayal ettim yasemin kokuları, kilitlenmeye ihtiyaç duyulmayan evler, birbirine güvenen insanlar, paranın bir değerinin kalmadığı, ılık yaz akşamlarının hayali... Bu kitap insana böyle huzurlu bir ada hayali kurduruyor ve keşke benim de Son Adam olsa dedirtiyor. Unutmayalım! Bigün Mutlaka Martılar Kazanır. İyi okumalar :))