İlk insanların Olimpos dağında tanrılara baş kaldıran kişinin adı.
Bu bir mit olarak da göze çarpar. En geniş içeriğiyle insanın yeteneklerinin oluşundan bahseder. Yani prometheusçuluk, bir isyan mı
bir varoluş sancısı mıdır
yoksa derin bir varoluşun altındaki nedenlerden ötürü tanrıya baş kaldırış mıdır?
Gilles Deleuze bunu farklı bir bakış açısıyla ele alır ve şöyle ekler: " En yüksek Prometheusçu günah budur, seçim yapmak."
Tanrının bizi yaratıp ve özden gelme isyan ateşimizle kendi yeteneklerimizden yola çıkarak, tanrıya isyan mı ederiz yoksa hayattaki bize bahşedilen yeteneklerle hayatı idame mi ettiririz:)
Yorum:
Tanrı(din, toplum gözündeki tanrı) insanı yaratırken bir varoluş sancısıyla yarattı ve bu sancılar, yetenekler tanrıya isyan etmeye sebep oldu bu da ayrıca bir seçimdir. Yeteneklerle birlikte isyan dolu bakış açısıyla
tanrıya, prometheusçuluk anlayışla baş kaldırı.
Şimdi sorarım bunca seçim günahken insanın var oluşu mu sancılı yoksa üstüne yeteneklerle tanrının insanın ona isyan edeceğini bildiği halde, insanın bu seçimi mi günah?
Tanrı bunu bilemez miydi yarattığı şeyin ona verilen üstün (akıl, düşünme vs.) yeteneklerle isyan edeceğini,
bu bir döngü mü tanrı yarattığı şeyi mi sınıyor yoksa yarattığı şeyi mi tanımıyor veya şöyle bir soru daha:
İnsan tanrının mı ürünü?