SPOİLER İÇERE BİLİR.Okuduğum kitaplar içerisinde en sevdiğim yazarlardan biri Sabahattin Ali oldu.Konuya geçmeden önce,Sabahattin Alinin kitaptaki alıntıları o kadar güzel ki,her kes okuyunca kendini buluveriyor.Kitabı okurken ben de Raifle Kürk Mantolu Madonna(Maria)-nın yaşadığı hissleri yaşadım,onların aşkıyla neşelendim ve üzüldüm.Böylesine bir aşk-birbirine zıt ama o kadarda yakın ruhların buluşması.Bir birini tamamlayabilen iki insan ve hiç konuşmadan anlaşan o gözler.Ta tablodan bile Raifin Mariaya sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi bakışları her şeyi anlatıyordu aslında bize.Yıllarla Marianı aramış ve hiçkimseye sevgi,dikkat göstermemişti.İçindeki tüm o insanlık duyguları tek bir insana toplanmıştı ve Mariada erkeklere karşı tüm duvarını yıkmıştı Raife karşı.
"Nereye çağırırsan,gelirim!"
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz,yaşayıp gidecektim.Sen bana,dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Hayatın bundan ibaret olduğunu zannettiren bilgisizliğimin yerini şimdi,dünyada başka türlü de yaşanabileceğini bir kere öğrenmiş olmanın azabı tutuyordu.
Bana hareket etmek,görmek,duymak,hissetmek,düşünmek,hulasa yaşamak kabiliyetini veren bir şey içimden çekilip alınmış gibi,posa haline geldiğimi fark ettim.