Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak Aydın

Hattâ umudum gurura kadar varır ara sıra. Senin olmak, böyle korkunç-güzel ve kendi kendine yeter bir iştir.
Reklam
Seni sade, bir dost, bir sevgili, bir can parçam olduğun için değil; beni, bu garip ve tedirgin canı, yaşama tutkusuna umuttan, aşktan, ölümü unutturan güzelim sevdalardan yana o aziz duyulara, düşünlere sımsıkı bağlayan bir dünya olarak seviyorum.
C. Chaplin’in dediği gibi dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmaz-dı! Ama o da bencileyin hayalci. Nerede o cici anneler, namuslu, bilimci öğretmenler, yiğit şairler? Belki 2000 yılından sonra... Ah be!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bi'de bayıl ahmed tam olsun :))
Hani milâttan önce, sonra diye bir deyim var ya! Kızmasan, küfretmesen, “Leylâ’dan önce”, “Leylâ’dan sonra” diye başlatıcam takvimimi.
Hiçbir uğraş, hiçbir umut, seni düşünebilmek, seni anlayıp sevmek, yüzüne bakabilmek kadar dolu, anlamlı ve yaşanmaya değer olamaz.
Reklam
Kaç gün, kaç saat sürer mutluluğum, gözaydınım bilemem. Bildiğim, ötesi uçurum. Dünya değişikliği. S*ktir et, değmez düşünmene, üzülmene.
Yarı canım oralarda. Ne var ki işin pratiğinde öteki insanoğullarından, çaresizlerden bir farkım yok.
Hep seni hayalliyorum. Korkunç... Nasıl yanımdasın bilemezsin. Dicle’ye inerim sen, komşuya giderim sen, tabağı tuttuğumda, buzu kırdığımda, uzak yakın güzel bir hanım gördüğümde sen. En çok da mısrâ çekerken...
İlk sen mağlûp ettin beni. Ayaklarım yere bastı, ufkum, evren bir açıldı.
Seni ve çevreni rahatsız edebileceğimi aklıma getirmeden, paldır küldür mektup yazışım bir intihardır belki de. Ödüm kopuyor Leylâ. Seni kırarım, üzerim yahut bunlara sebep olurum diye. Ben ki dünyada - gelmiş geçmiş- üç beş kişiden gayrısına saygı duymadım.
Reklam
Ben bütün bu -belki de mânâsız- iç sıkıntılarından senin var olduğunu hatırlayarak sıyrılıyorum.
Galiba, tek çıkar yol sana durup dinlenmeden yazmak. Hoş, bütün işim, seni düşünmek ya! Bu bok soyu alışkanlıklar, töreler, günah sevap ve ayıplar köleliği olmasa... Bütün tedirginliğimiz bundan.
Bana senin adını ölmezleştirmek düşer. İşim bu benim. Sense ölmezliğe bile gülümseyecek kadar benzersiz ve yücesin.
Senden bir şeyler ummak... Umutların en olmazı da bu belki.
Seni anlatabilmek... Kime ama? Bu bok düzenin, bu dört boyut zindanın, kâinat, sonsuzluk fâlan dedikleri bu ölümlü şakalar kaos’unun nesine, neresine anlatmak?
452 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.