Çekirdek taahhütlerinizi en çok mücadele ettiğiniz ve sizi en çok itici güç olan şeylere bakarak teşhis edebilirsiniz. Her biri için motivasyonunuzun katlarını soyarak kök nedeni bulabilirsiniz.
Asla aşamayacağınızı sandınız ama aştığınız her şey için ve asla inşa edemeyeceğini sandınız ama inşa ettiniz her şey için kendinizi takdir edin. Sandığınızdan daha fazla yol kat ettiniz ve sandığınızdan çok daha yakınsınız.
"Yapmanız gereken her şeyi" yapıyor ve buna rağmen günün sonunda boş ve depresif hissediyorsanız mesele büyük olasılıkla yapmak istediğiniz şeyi yapamamanız ve bir başkasını mutluluk senaryosunu benimsemiş olmanızdır.
En çok korktuğumuz şeylerin özünde gerçekten neyin önemsediğimizle ilgili kendimize göndermeye çalıştığımız bir mesaj saklıdır. Neyi korumak istediğimiz saptayabilirsek bunu yapmanın daha sağlıklı ve güvenli yollarını bulabiliriz.
Seni bana yazan
Bu kadere küser
Alıp da başımı giderim
Bana her yer cennet gibidir
Sanma sakın
Cehennemin dibidir senin olmadığın yer.
youtube.com/watch?v=CNGvgXx...
Sen Leylâ bana geldikçe sana ihtiyacım olacak.
Senden başka hiçbir isteğim yok.
Sen Leylâ bana her şeyi, her şeyi unutturabilirsin.
Seni, bu muazzam aşka lâyık gördükçe ben, her şeyi yenebilirim Leylâ...
Beyninde mi, yüreğinde mi, başka bir yerinde mi, nerendeyse o İNAT yönünü yaratan dokuları öpmek isterim. Evrende seni özler, seni isterim. Başkaca hiç.
Ne taktığım, ne de vurulacağım bir nen yok. Seni. Sade seni.
Ve biz, milyarlarca, aşkın, yalanın, alçaklığın, kahramanlığın; kapıları, kapakları, kuş uçurmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla, kahrolası yasaklarıyla, bu acayip kaos karanlığında, biz ikimiz! İki müthiş hasret, iki parça can...
Kimse yoğun olmak istemediği sürece "yoğun" olmaz, bunu siz de biliyorsunuz çünkü son derece yoğun programları olan birçok insan kendisini asla o şekilde tarif etmez. Bunun nedeni, yoğun olmanın bir erdem olmaması, sadece diğer insanlara zamanınızı ve görevlerinizi yönetmeyi bilmediğinizi düşündürmesidir.