Siz ölüydünüz, gelecek onlara aitti. Ama zihni, bedeni canlı tuttuğunuz gibi canlı tutmuş olsaydınız iki artı ikinin dört olduğu şeklindeki gizli bir öğretiyi aktarsaydınız, o geleceği onlarla paylaşabilirdiniz.
Oligarşik yönetimin özü babadan oğula miras değil, ölülerin yaşayanlara dayattığı belirli bir dünya görüşünün ve belirli bir yaşam tarzının sürekliliğidir.
Hiçbir duygu saf değildi,çünkü her şeye korku ve nefret karışmıştı. Kucaklaşmalar bir savaş, doruk noktaları zaferdi.parti"ye darbe vurmaktı bu . Politik bir eylemdi.
Eğer ki kişinin bedeni yaşlandıkça her şey daha da kötüye gidiyorsa kalbi rahatsızlıktan, kirden ve kıtlıktan, bitmeyen kışlardan, çoraplarının yapış yapışlığından hastalanıyorsa,tüm bunlar da bu düzenin doğal olmadığının bir işareti değil miydi ?