''Kalpler bir birinden uzaklaştıkça sesler yükselir, yaklaştıkça fısıltıya döner. Kavgada bağırmanın, sevgide fısıldamanın sebebi budur.''
Kapitalizm, kalplere hitap etme ilizyonuyla kendi sesinden başka bütün sesleri bastıran bir çığırtkan satıcı gibi hayatımızda var oldukça...
Diyaloglarımızın tonu, desibeli yükseldikçe...
Kendi sesimizden, kendi sözümüzden başkasına tahammül edemez hale geldikçe...
İrfani geleneğimizin ''Kalpten kalbe'' olan yollarını unutmaya hazır olmalıyız.
Herkes kendisine baksın. Kendine bak, başkasına bakma. Kimse söylemediğini yapmasın, yapmadığını da söylemesin vs.” dense de göz hep başkasının kusurunu görmeye teşne... İşte ego böyle bir şey, nefs böyle bir hadise... Hiç kendini görmez!
İnsanın diğer canlılardan çok büyük bir farkı var:
Seçebiliyor ve değiştirebiliyor...
Diğer canlılar ise doğa kanuna tabi olarak yaşıyor.
Bahar gelince çiçek açmayan ölü ağaç oluyor.
Ama insan...
“ Bu bahar içim çok karanlık, çiçek açmayacağım.” diyebiliyor. Yahut kış ortasında yepyeni bir aşk yeşertebiliyor.