Norveçli yazar Hamsun 1988 Kristina bugünkü adı ile Oslo da bu kitabı yazmış.
Kitap yazarın hayatından bir kesit. Kurgu olsa hadi canım sen de çok abartmış dersiniz. Yazar duygularını ve hislerini o kadar içten yazılmış ki, şaşırmamak elde değil.
Fakir, aydın ve vicdan sahibi bir yazarın açlık ile boğuşmasını okurken bazen içinize fenalık geliyor. Kendi başınıza böyle bir şey gelse (tabii Norveç’i ve o günkü şartları göz önüne alınca) sınırlarınızı nereye kadar zorlardınız, diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Konuyu, bu kitapla birlikte okuduğum “Nietzsche Bir Su gergedanı Olsaydı” kitabındaki tez ile birleştirirseniz.
İnsan olmak, gurur nedeni ile açlıktan ölme sınırına gelmek, hayvan olmaktan daha iyi mi? diye insanı düşündürüyor.
Tanıtım için bir iki alıntı
Buna bir son vermek gerek! Sonra yine oturdum, yine kalemi aldım elime, yazıya azimle girişmek istedim. Gözlerimin önünde ödenmemiş kira oldukça, gevşemek neye yarardı.
Ah, bir bu sefer başarsaydım, bir bu sefer! Ev sahibim kadın, bakışlarıyla tekrar tekrar paradan haber sormuştu; ezilip büzülmüş, şaşkın bir selamla yanından sessizce sıvışmak zorunda kalmıştım. Bunu yapamazdım artık, bir daha bu bakışlarla karşılaşacak olursam odamı terk edecektim.