Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salihan Karagoz

Anne'ye "İnsanlar neden bazı kitaplara inanır da diğerlerine inanmaz? " diye sordum. "Ne?" "Yani İncil'e inanıyorlar ama Harry Potter'a inanmıyorlar." Anne'in alnı kırıştı. "Birbirlerinden tamamen farklı kitaplar bunlar. Harry Potter kitapları birer roman." " Evet ama Incil'de de hikâyeler var. Öyleyse neden birine inanıp diğerine inanmamamız gerekiyor? Harry Potter'da da çok güzel öğütler var."
Reklam
Herhangi bir Starbucks'a girin ya da herhangi bir tren koridorunda şöyle bir yürüyün, işte oradayız, cihazlarımızdan yansıyan o mavimsi beyaz ışıkta hayalet gibi görünen yüzlerimizle.
O zamanlar istediğim bir şeyin onda olduğunu fark ettim: hisseden bir zihin, düşünen bir kalp.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sadece düşünürsen her şey kafanda dönüp duruyor… Her şey tekrar tekrar aynı müzikle önünden geçiyor. Aslında bu, düşünmek değil. Bu, yaşananlara bakmak. Ancak onları anlatırsan düşünmeye başlıyorsun. O zaman doğru kelimeleri bulman gerekiyor. Kelimeleri ararken olanlar hakkında düşünüyorsun ve her şey daha farkı görünmeye başlıyor. Sinirliysen ya da üzgünsen ve hemen yatağa atlarsan o zaman her şey olduğundan kötüye gidiyor. Olanlar hakkında konuşursan niçin öyle olduklarını anlıyorsun ve onları yazarsan bir çözüm bile bulabiliyorsun.
" Bir dakika. Son bir cümlem kaldı. Sadece bir cümle kalmış bir hikâyeyi asla yarıda bırakamazsın. Bu kötü şans getirir. Okuduğu hikâyeyi sonuna kadar gelmişken bırakan biri vardı." "Veee?" " Öldü. Gerçi on yedi yıl sonra öldü ama olsun, dikkatli olmakta fayda var."
Sayfa 51
Reklam
İtalik yazı tipini yaratan, 16 sayfalık formatın öncüsü Aldus Manutius
Aldus Manutius, 1494’te Latin ve Yunan yazarların eserlerini yayımlamak için matbaa kuran bir hümanist, ayrıca eski Yunan ve Latin eserlerini çalışan bir âlimdir. Bir editör olarak Aldus, mümkün olan en iyi metinleri üretebilmek için her türlü sıkıntıya katlandı. Yayıncı olarak ilk italik yazı tipini yarattı ve tek elde kolayca tutulan, kâğıt tabakasının sekiz parçaya ayrılmasıyla elde edilen 20-25 cm boyundaki ciltlerin edebiyat için format hâline getirilmesine öncülük etti. Aldus, okumayı âlimlerin hâkimiyetindeki bir alan olmaktan çıkarıp tasarımı güzel ve daha önce basılmış kitapların çoğundan daha kolay tutulabilen kitapları okumanın bir boş zaman eğlencesi olarak yerleşmesine önayak oldu. Rönesans’taki entelektüel yükselişe de etki etti. Aldus’un “marka”sı öyle güçlü bir kalite sembolüne dönüştü ki bugün bile bazı yayıncılar onun çapa ve yunustan oluşan amblemini kopyalar.
Sayfa 284
Yoksa hayat, temkinli olmayı anlamsız kılacak kadar rastlantılara mı bağlı?
Sayfa 305Kitabı okudu
Bildiği bir şey varsa o da telaşın şimdiye dek kimsenin işini kolaylaştırmadığıydı.
Geri15
83 öğeden 76 ile 83 arasındakiler gösteriliyor.