Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Korkut

Ne yapalım herkes para bakımından Oppenheimer kadar talihli olmaz; mesela ben olmadım. Sonraları benim de elime bazı imkânlar geçti; ama fırsatlardan yararlanma alışkanlığını bir türlü edinemediğim için, olduğum gibi kaldım. Dürüst oluşumu da gözümde büyütmedim; bu bir bünye meselesidir: Bazı bünyelere doğru yoldan ayrılmak dokunur. Zaten bilimle uğraşırsanız, bu konularla fazla uğraşacak vaktiniz kalmaz. Başka bilginleri kıskanacak kadar bile vakti yoktur insanın. Ve başkalarından ne kadar üstünüm demeye hiç vaktiniz kalmaz. Başkalarının yetersizliği- ni görüp de sırf bu yüzden kendinizi beğenecek vaktiniz de kalmaz. Bununla birlikte, birçok şey için vakit vardır. Bilimi sevimli göstermek için ne yapmalı? Bunun için de çok vaktiniz vardır. Öğrencinin kafasının içine nüfuz nasıl edilir için de vaktiniz vardır. Hele sizin gibi bilim adamı olmak isteyenlere yol göstermek için sonsuz vaktiniz vardır. Dün- yada neler olup bitiyor, insanlık nereye gidiyor demeye çok vaktiniz vardır. Peki bütün bunlar için neden vaktiniz vardır? Çünkü 'salifūzzikir, yani 'yukarda belirtilen' ve insanın boşuna vaktini almaktan başka işe yaramayan işlere hiç vaktiniz yoktur da ondan.
Reklam
Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbirine karıştırmayın, kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?
Burada Oppenheimer bile olsan insanlarımıza yaranamazsın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başkalarıyla hesaplaşmaktan, kendileriyle hesaplaşmaya vakitleri kalmıyor ki.
Peki hayata atılanlar ne yapıyorlardı? "Düşünme yeteneğini gittikçe kaybettiğimi hissediyordum," diyor bunlardan biri, "karşıma çıkan meselelerin, öğrendiklerimle hemen hiç ilgisi yoktu; bunların hakkından gelmek için öyle uzun boylu düşünmeye ihtiyaç yoktu, yalnız koşuşmak gerekiyordu. Böylece, en az dúşünen insanlardan biri oldum zamanla."
Reklam
Onun için Mustafa İnan, 'Biz ziyan olmuş bir nesle mensubuz,' diyordu. Arkadaşlarının çoğu, bunun bile farkında değildi. Okulu bitirmek ve hayata atılmak ve insan gibi yaşama şartlarına kavuşmaktan başka bir şey düşünemez olmuşlardı. Artık bu leyli meccani yaşantı bitmeliydi
Genç adam, "Herkes neden anlamaz bilime hizmet edebileceğini?" diye sordu. "Anlar da, genellikle işine gelmez. Herkes Mustafa gibi bu çağrıya karşılık vermez. Çoğu zaman çağrılmayanlar bilimin hizmetine giriyor bizde. Bilimin asıl sahiplerinin yerleri genellikle boş duruyor henüz. Bilim ordusu gerçek gönüllülerini bekliyor." "Bizde gerçekten bir şeyler yapılabilir mi bilim konusunda?" dedi genç adam. "Hayır yapılamaz. Çünkü biliyorsun ülkemizde düzen bozuk. Önce düzen kurulmalı. Bunun için de düzenle birlikte ağır sanayi de kurulmalı ve ulusal gelir düzeyi yükselmeli. Vergi reformları yapılmalı ve adam başına düşen gelir adaletli bir biçimde dağıtılmalı.
Mustafa inan
"Adanalı hocamızı sağlığında duyup tanıyamadım." "Tabii tanımazsın. Gazetelerde resmi çıkanları tanırsın yalnız. Ortalıkta görünenleri tanırsın. Her zaman başkalarından bir adım öne çıkanları tanırsın. Adanaspor'un oyuncularını tanırsın da, Adanalı Mustafa'yı tanımazsın."
"Sonunda gazetelerde tefrika edilir miyiz dersiniz? Hiç olmazsa masraflar çıkardı." "Neden olmasın?" diye kaşlarını çattı orta yaşlı adam, "Çıkan tefrikalar çok mu daha iyi? Ayrıca paraya değer vermiyorsak, bizim için önemli olan maneviyatsa, işimizi iyi yapmaktan başka kaygımız olmamalı bence. Ne dersin?" "Sermaye sizden," dedi genç adam, "ben emeğimle katılıyorum."
Reklam
-Kim bu Leibniz?" diye sordu delikanlı. "Büyük bir matematikçi," diye mırıldandı orta yaşlı adam; sonra öfkelendi: "Bilmem neden böyle insanlardan sözetmezler okulda? Çocukları Büyük İskender ya da Napolyon olmaya özendireceklerine, neden onlara Gauss'tan, Pascal'dan bir şeyler anlatmazlar? "
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.