Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bişnev

Sabitlenmiş gönderi
İntibah
"Gel ey fasl-ı bahârân mâye-i ârâm u hâbımsın Enîs-i hâtırım, kâm-ı dil-i pür-ıztırâbımsın" "Gel ey bahar mevsimi, huzur ve uykumun mayası sensin; düşüncemin dostu, kederli gönlümün neşesisin."
Reklam
“Ey âlem-i misâlin seyyâh-ı hûş-yârı Hiç kasr sûretinde gördün mü nev-bahârı” “Ey rüya âleminin akıllı yolcusu! Sen ilkbaharı bir köşk şeklinde gördün mü hiç?
“yuhyi’l-arda ba’de mevtihâ” • Allah ölmüş toprağa yeniden can verir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bişnev
Bir kitabı okumaya başladı
İntibah
İntibahNamık Kemal
7.8/10 · 39,3bin okunma
Sevmeyi bilenler için ayrılık yoktur.
Reklam
"Allah hiç kimseyi köle etmesin..." "Etmesin de... Bazen köle olmayı biz seçeriz. Mesela anneleri düşün... Çocuklarının kölesi olurlar. Ya da aşk masallarındaki gelinle damat hikayelerini hatırla... Bazen insan gönlüyle seçer köleliği, hatta elinden gelmez başka türlüsü…” "Sen köle misin Berenis?" "Aşk çölüne düşmüş herkes kadar... Bu vadiyi aşıp aşamayacağımı ancak Allah bilir..." "Ben en cok artık bir evim olduğu için seviniyorum Berenis." "Ev, içimizdir Dücace. Yolcular evlerini içlerinde taşır…”
“Kücügüm, hiçbir hikayede fazlalık olmaz. Başa gelen her işte mutlaka bir hikmet vardır. Dağlar dağlara, yollar yollara, yıldızları yıldızlara kavuşturan Allah, bizi de bu menzile çıkarmış. Önce yolcuydum. Şimdi yolun kendisi oldu maceram. Burada ne arıyorum? Niçin bu durakta durduruldum, ben de bilmiyorum. Ama yolun beni bir mıknatıs gibi çektiği-ni hissediyorum. Bir nehrin hep akmak isteyişi gibi bir şeydir bu. Yani akmamak nasıl ki onun elinde değilse, büyüklerin ismine aşk dediği şey de böyledir... Sen gitmezsin, seni götürürler. . . “
Güzel Haber
Taşların, toprağın yüzü var mıdır ki gülsün? Ağaçların, havuzun dili var mıdır ki konuşsun?
Hat Sanatı
"Bismillahirrahmanirrahim, Ey benim yazıma dikkatlice ve insafla bakan kişi! Allah binlerce, binlerle merhamet etsin. Şunu bil ki ben, ilâhi lütûflara mahzar olmuş ve "ibnu'ş-şeyh" olarak bilinen Hamdullah'ın zamanına ulaşamadım. Onun yanına gidip gelerek bu güzel sanatı nasıl öğrettiğini göremedim. Onun terbiyesinden geçme mertebesine de nâil olamadım. Fakat birçok latîf kıt'asını toplayarak onlar üzerinde mütâlaalar yaptım ve ondan nakiller yapmaya kendimi mecbur gördüm. Gece gündüz çalışarak, sonsuz ilim ve kudret sahibi olan Allah'ın yardımı ile bu seviyeye ulaştım. Allah'tan, ulaşamadığım başka derece ve merhalelere de nâil kılmasını, en kalbi hislerimle niyâz ederim. Çünkü, bu çalışmalarım gençlik yıllarımda olmuştur. Şimdi ise zaman şüphesiz, daha ilere safhalara ilerleme zamanıdır. Allah'ın kullarının en zayıfı ve bu isme en az lâyık olan Kur'ân hâfızı Osman"
Bişnev tekrar paylaştı.
Evvel ve Ahir olan Allah, her işinde evvel ve ahirdi. O’nun hiç bir işi kesintiye uğramadan devam etmek özelliğiyle daimdi. . .
Reklam
Bişnev tekrar paylaştı.
. . . Herkes nasibindekini getirirdi Kâbe’ye. Ve herkes girdiğinden daha çoğalmış bir halde, parlak yüzle çıkardı dualar denizinden... . . .
“Hilye-yi Şerif” geleneğini, yani “aşkı sözle resmetme” âdetini Onun dizleri dibinde büyüyen bu sümbüller başlatacaktı... İşte Hind bin Ebu Hale’nin hadis edebiyatına altın varaklarla işlenmiş anlatımı.
Onlar “Rabibu Resulullah” künyesiyle anılacak hayırlı evlatlar, Son Peygamber’e talebe olmuş, onun terbiye ve taliminden mezun olmuş gençler olarak geçeceklerdi tarihe...
Evdekiler...
. . . Onlar, hep dua alan çocuklar oldular... Onlar, hep sadık kalan çocuklar oldular... Bir gün Son Nebi’nin davet zamanı geldiğinde, ilk önce icabet edecek kişiler de onlar olacaktı... Onlar daha sonrasında Ehli Beyt’in de hep yanında ve destekçisi oldular... Son Elçi’nin evlatları olan Zeynep’in, Rukayye’nin, Ümmü Külsüm’ün, Fatıma’nın, Ali’nin, torunlarından Hasan ve Hüseyin‘in de yoldaşı desteği, sırdaşı olacaklardı bu kardeşler . . .
267 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.