Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Can Çetinkaya

Murat Can Çetinkaya
@Sawow
Psikolog
Lisans
Ankara
12 Eylül
14 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
19. yüzyılın romantik tarihçilerinin vârisleri olan Naziler, Alman şövalyelerinin yüzyıllar önce ele geçirdikleri ve yerleştikleri toprakları yeniden fethetmek istiyorlardı. Bu çılgın tarih tutkusu, Nazi sömürgeciliğini Avrupalı denizaşırı rakiplerinden ayırıyordu; İngilizler ve Fransızlar, pek nadir hatta hiçbir zaman, bir zamanlar kendilerine ait olan topraklan geri alma iddiasında bulunmadılar. SSCB'yi 12. yüzyıl Haçlı imparatorunun adıyla (Barbarossa) işgal etmenin başka anlamı var mıydı?
Sayfa 274 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Mahler'in gelişim kuramı açısından onların (kişilik bozukluğu olanların) daha henüz doğamadıkları, dünyaya doğuş süreçlerinin yarım kaldığı belirtilir. Kernberg bu düşünceye katılmaz. Bu düşünceyi, Mahler'in kuramını Kohut'un kaynaşma (fusion) kavramı ışığında yorumlayarak, ortaya çıkan tabloyu Kernberg'in nesne ilişkileri kuramı açısından değerlendirme becerisi gösteren Masterson savunmaktadır. Böylece Masterson sayesinde, Kernberg'in tıkandığı bazı yerleri Kohut'un kavramsallaştırmaları açabilmektedir.
Sayfa 84 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu
Kendini kendine kanıtlamak, üstünlüğünü hissetmek isteyen narsisistikler için cinsel yaşam performans kaygısıyla temellenen duygusallığın göz ardı edildiği, fiziksel hazdan ibarettir. Araştırmalar göstermiştir ki, vücudunun nasıl göründüğü, karşı tarafı etkileyip etkileyemeyeceği endişeleri, duygusal derinlikten ziyade cinselliğin uzunluğu ya da sıklığı gibi performans kaygıları orgazm olamama, ereksiyon bozukluğu, cinsel isteksizlik, erken veya geç boşalma gibi cinsel işlev bozukluklarını da beraberinde getirebilmektedir.
Sayfa 18 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yapılan araştırmalarda, narsistik kişiliğin gelişiminde kalıtımın rolü % 45 ila 80 oranında olduğuna dikkat çekilmektedir. B kümesi kişilik bozukluğu olan kişilerin birinci derece yakınları incelendiğinde bir kısmında dürtüsellikle giden ruhsal bozukluklara, diğer kısmında ise duygudurum bozukluklarına, rastlanmıştır.
Sayfa 15 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu
Kesin rakamlar olmasa da araştırmalar narsisistik kişilik bozukluğunun yaygınlığını %3.9 ila 14.8 arasında göstermektedir. Psikiyatri hastanelerine başvurular arasında ise bu rakamlar %1-17 arasındadır. Narsisistik kişilik bozukluğuna erkeklerde kadınlara oranla dört-beş kat fazla rastlanmaktadır.
Sayfa 15 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Onaylanmak kırılgan narsisistler için çok önemlidir. Yaşam doyumları düşüktür ve "hayır" diyememek, sınır çizmekle ilgili güçlüklerle mücadele ederler. Kendilerini acımasızca yeren iç sesleri vardır. Yapılan araştırmalar kırılgan narsisistlerin yüksek kaygı seviyelerine sahip olabildiklerini göstermektedir.
Sayfa 13 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu
Otto Kernberg narsisizmi, aynı zamanda bir savunma mekanizması gibi de niteler. 36 aylık olana kadar çocuğun ebeveynlerince terk edileceğine ya da onları kaybedeceğine dair duyduğu kaygıyı yatıştırmak için geliştirdiği, tehdit altında hissettiği varlığını koruma mekanizması olarak da açıklar narsisizmi. Bu kaygı ve korkuyla baş edebilmek için aşırı şişirilmiş özgüven yetişkinlikteki patolojik narsisizme yol açar. Her iki kuramcıya göre de nesne, mesafeli, küçümseyen, reddedici, soğuk, sömürücü, onaylamayan veya narsisistiktir ve oral döneme ait bir fiksasyon söz konusudur.
Sayfa 7 - Eğiten Kitap YayınlarıKitabı okudu
(Narsistik kendilik bozukluğu için) gelişimsel duraklamanın kökeni (yaratılış ve kader etkilerinin dışında) annenin o evrenin coşkusunu yaşayan çocuğu "aynalama başarısızlığına" dayanır. Örneğin anne çocuğunun ikmal girişimlerini desteklemez veya çocuğun gittikçe daha özerk şekilde kendisinden uzağa doğru hareket etmesinden coşku duymaz. Ayrıca çocuğun aşırı derecede idealleştirilerek ona düşkün olunması da benzer bir etkiye yol açar. Ya fazla erkenden çok fazla vermek, artık çok geç olduğunda yetersiz vermek ya da ikisinin de tutarsızlığı zarara neden olan olgulardır.
Sayfa 186 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Cevaplanması gereken soru ise narsisistik kişilik bozukluğu için kısa süreli tedavi yaklaşımı kullanılmalı mıdır ve kullanılıyorsa faydalı bir kısa süreli tedavi yaklaşımı ne olmalıdır. Bir terapistin akut ayrılma stresi nedeniyle çöken narsisistik savunmaları uygun aynalama tepkileri ile veya bazen sadece dinleyici olarak onarabildiği sık sık görülmüştür. Birçok klinisyen, narsisistik hasta narsisistik dengelerini onarmak için onları kullandığında kendilerini herhangi bir iş yapmıyor gibi hissedip bundan suçluluk duymaktadırlar. Bu çalışmaların çoğu deneysel olmasına rağmen birçok narsisistik hasta bir-iki yıl boyunca haftada bir seanslık terapi gördükten sonra davranışlarını değiştirebiliyor, semptomları azalıyor, yıkıcı eyleme vurmaları ve duygulanımları ketleyebiliyor ve daha adaptif şekilde işlev görebiliyorlar.
Sayfa 125 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Borderline hasta hemen her zaman bir savunma halindedir veya başka bir deyişle, kimliğini hemen hemen tümüyle sahte, savunmacı kendilikle bir tutar.
Sayfa 70 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Borderline hastanın antisosyal davranışı genellikle ergenlik çağında başlar veya hastanın aile içinde bağımlı ve regresif bir pozisyonda kalmasına neden olarak ya da bir akran baskı grubunun bir parçası olmasını sağlayarak nesne ilişkileri kurmak için yapılan girişimleri temsil eder. Her iki durumda da hedef çocuksu (bebeksi) bağımlılık ve kabuldür.
Sayfa 56 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Borderline hastada tezahür eden aktarım psikozu kendini, seans sırasında terapistle hastanın hayatındaki diğer önemli insanlar arasındaki ayırımın bulanıklaşması şeklinde gösterir; en çok rastlanan örneklerden biri terapistin "anne" ile veya anneyi "saldırgan" olarak temsil eden ona ait nesne sembolü ile karıştırılması, aradaki farkın bulanıklaşmasıdır. Bu tarz bir sanrısal yanlış tanıma veya paranoid sanrı, şizofrenik süreçte meydana gelen kendilikle nesne arasındaki otistik bozulmadan oldukça farklıdır.
Sayfa 49 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Narsisistik kişilik bozukluklarında, hem teşhirci hem de gizli narsisistik tipler düşük veya yüksek düzey olabilirler. Antisosyaller de yüksek düzeyden ("başarılı" psikopat) düşük düzeye (suçlu) uzanan bir spektrum içinde çeşitli işlevsellik seviyelerine sahip olabilirler. Şizoid spektrum da sürekli patolojiden şizotipale, işleriyle ilgili olarak yüksek işlevsellik düzeyine sahip olan ama nesne ilişkileri konusunda önemli sorunlar yaşayan, yüksek-işlevsellikli şizoid bozukluklara kadar uzanan bir yelpaze arz etmektedir.
Sayfa 36 - Litera YayıncılıkKitabı okudu
Ergenliğin ardından gelen (örneğin ebeveynden ve evden ayrılmak; nişanlanmak ve evlenmek; kariyer seçimi gibi; çoğunlukla bireyin akıl hocalarıyla olan ambivalans bağlarının üstesinden gelmesini gerektiren) yaşamsal görevler, yeniden yakınlaşma alt evresinin iniş çıkışlarını yeniden canlandırır. Bu yüzden, ergenlikten daha az bir düzeyde olsa bile, genç yetişkinlikte de kendilik ve nesne sürekliliği test edilir. Nesne sürekliliği daha sonra çocuk yetiştirmenin zorluklarıyla da gerginliğe uğrayabilir.
Sayfa 149 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okudu
Anna Freud 4-5 yaşındaki küçük bir kız çocuğunun annesinin bir fotoğrafına sahip olmasının neden son derece önemli olduğunu nasıl açıkladığından bahsetmiştir. Kız ona "Böylece onları uzunca bir süre göremediğinde onların tamamen kötü olduklarını düşünmezsin" demiştir. Anna Freud konuşmasına şöyle devam etmiştir: "Bu tam olarak nesne sürekliliğinin anlamıyla örtüşmemektedir, çünkü nesneyle olan agresif veya öfkeli ilişki de hala bir ilişkidir... Bir sonraki adım nesneyi tamamen kaybetmek olabilir, çünkü nesne hayal kırıklığı, acı ve engellenme yaşatmaktadır. Ama her ne olursa olsun birisi ona iyi ya da kötü bir biçimde bağlanmıştır. Bence bu nesne sürekliliğidir."
Sayfa 44 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.