Shin

"Az şeyler çekmemişsin sen, küçük!" dedi, "fakat her şey geçer. Her şey unutulur. Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin bir manası yoktur. İnsan bir azcık da kalender olmalıdır." "Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyfendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..."
Reklam
"Bir az yaşlanınca uslanırlar, ne diyeceksin, delikanlılık!" derlerdi. Fakat bu "delikanlı"lıların çoğunun yaşı kırkı aşmıştı.
Anası onu gezmeye götürürken bir saat saçlarını düzeltmeye uğraştığı halde, ne anasının, ne de babasının aklına bu kafanın içi ile de bir parça meşgul olmak düşüncesi gelmemişti. Onlar işportaya konan bir elma gibi onu süsleyip temizlemişler, parlatmışlar, sonra yağlı bir meşteriye okutmuşlardı. Kız yetiştirmekten de gaye bu değil miydi?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür.
Zaten, bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından daha korkunç ve ezicidir.
Reklam
Reklam
42 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.