Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

...Sibel...

Ayrı iki insanın tek bir çizgide birleşip ilerlemesi tamamen cambazlık!Yani evlilik,katlanma ve idare etme sanatı!
Sayfa 129 - Sokak Yayın GrubuKitabı okudu
Reklam
-Ne demek Bulgar?Ha ne demek?Diye sorup durmuştu kocasına.Biz el memleketinde,birçok sıkıntı ve zorluk içinde,Türklüğümüz yüzünden ne eziyetler çektik?Nelere katlandık?Ne işkencelere maruz kaldık?Sadece Türk'üz diye.Ve şimdi burada kalkmış bize Bulgar diyorlar.Nasıl derler?Anlamıyorum?Nasıl diyebilirler?Orada Türk'üz diye hor görüldük,burada Bulgar diye ötekileştiriliyor,dışlanıyoruz.Bulgaristan'da Türk'tük,Türkiye'de Bulgar!Bir ortasını bulamadık ki!Biz kimiz?Sahi gerçekten kim?
Sayfa 66 - Sokak Yayın GrubuKitabı okudu
"Hayat,rüyası aşk olan uzun bir uykudur."
Sayfa 80 - Pena YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Gökdelenler şehrin mezar taşıdır Leyla."
Sayfa 111Kitabı okudu
Leyla içeri girdi.Her sabah güneşin doğuşu sıradan görünse de aslında mucizevidir.Senin içeri girişin de öyle Leyla.Sen girince zaman durdu,dünya yörüngesinden şaştı ama kimsenin ruhu duymadı.Tüm sesler kesildi,gökkubbenin altında sadece senin adın duyuldu.Tüm mucizeler zamanla sıradanlaşır,bir sen aynı kalırsın Leyla.Benim gönlüm çöldü,sen o çölü bile deniz kıldın Leyla.
Reklam
Leyla sahile indi.Kafeden içeri girdi,cam kenarında bir masaya oturdu.Öyle alelade oturmak değil bu,sanki dünyanın su terazisi yamuktu da o oturunca dengelendi.
İnsan;ilgisine paha biçemediği bir varlığın ilgisizliğinde nerede olursa olsun cehennemde değil miydü?
"Neyi,niye,nasıl merak ettiğine dikkat et.Evren,merakla harekete geçer,düşünceyle genişler,korkuyla küçülür,analizle büyür,yargıyla son bulabilir.Merak ettiğin her şey senin kim olacağına yön verir."
Doğru zamanda sorulan sorular daima cevaplarına kavuşurlar.
Birleşmiş olmak için birleşmek hayvanlara mahsus bir şey ve ben evrimimin hayvansı bölümünü aşmak zorundayım,birleşeceksem bu birleşme zamanımın geldiği düşünüldüğü için değil içimdeki hücrelerin,karşımdaki kişiyle yeni bir beden yaratma isteğine karşı koyamayacak bir çekim hissettiği için olmalı.
Reklam
Hayat kaçmaya çalışanlar için ağırdı.Durup yüzleşmek,kendin olmak için çaba göstermek,gerekirse yeniden doğmak için yaşarken ölmek şarttı.
Layık olmak isteyip de kabul görmediğimiz insanlar değil miydi duygu zindanlarımızın kapısı?
Asla,dokunduğu yerde iz bırakan,istenmezliğin her halini barındıran ne keskin bir kelimeydi.O kadar keskindi ki,kelimeler maddeye dönüşse "asla" ancak jilet olabilirdi.
Kadın organizmasının üstünlüğüydü aile oluşturabilme kapasitesi.Sadece doğurganlık değildi,doğurduğu cana-hatta doğurmadığına bile-sahip çıkabilme üstünlüğüydü.Varoluşu "Anne" olabilecek bir bedende deneyimlemek ne kadar eşsizdi!
Pislik yiyen bir varlıktan temizlik beklemek mümkün değildi,çünkü bağırsaklarımız ikinci beynimizdi.Duygularımızı oluşturan hormonlarımız burada da üretiliyor,vücut için gerekli olan enzimlerin salgılanması burada yapılıyordu.İştahla yediğimiz şeylerin kimyasal reaksiyonlara sokulup duygulara dönüştürüldüğü yerdi bağırsaklarımız.Ve nasıl düşüncelerimizi oluşturan nörotransmitterlerimizin terbiyesi kişiyi daha az ya da daha fazla insan yapıyorsa iştahımızın da terbiyesi çok önemliydi.Çünkü yediğimiz her şey duygularımızın hammaddesiydi.Varlığın gelişebilmesi için düşüncede merakın ehlileştirmesi gibi,iştahın da arsızlığını ehlileştirmesi varlığın tekâmülünün temeliydi.
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.