İngiltere'de Liverpool'u, Almanya'da Dortmund'u, Türkiye'de Gençlerbirliği'ni tutan; Real Madrid yenildiği gün ''kralın takımı yenildikçe zevkten dört köşe oluyorum'' diye yazacak kadar Real Madrid'den nefret eden bir felsefeci var Twitter'da. Yani şahsın ideolojik/politik tutumu futbolla kurduğu ilişkiye bakılınca bile o kadar net bir biçimde ortaya çıkıyor ki üzerine başka hiçbir ipucu aramaya gerek kalmıyor.
Lakin ne hikmetse bu hocamız Peker ifşalarıyla başlayan süreçten önce de (Boğaziçi olayları mesela) siyaseten muhalif tek laf etmediği gibi bu süreçten sonra da iktidara yönelik en ufak bir eleştirel tutum göstermiyor. Yani memleketin her yanından oluk oluk irin akarken kendisi Schelling'ten falan bahsediyor, Bergson'dan alıntılar paylaşıyor. Non-stop felsefe konuşuyor, araya futbol sıkıştırıyor ama ne olursa olsun siyasi konulara dair ağzını dahi açmıyor. Bu minvaldeki tweet'leri beğendiğini bile görmedim; özellikle kontrol ettim hatta. Biri çıkıp ''Hocam bu konulardaki sessizliğinizin özel bir sebebi var mı?'' diye yazınca da net bir şekilde görmezden geliyor ayrıca; cevap vermeden geçiyor.
Bunun gibi birkaç isim daha var gözüme çarpan. Memur bunlar. Dümdüz memur. İlim, irfan, akademik duruş, ahlak vs. hak getire. Salla başı al maaşı. Bitti, bu kadar. Taşradaki meslek yüksek okulundan hallice üniversitelere yancı kontenjanından girmiş akademisyene diyecek bir şey yok, onun pozisyonu zaten belli ve tutarlı. Lakin bunlar gibi içten içe iktidarın yaptığı her yanlışın farkında olduğu halde üç maymunu oynayan tipler benim gözümde onlardan çok çok daha değersiz bir konumdalar.
Allah düşürmesin kimseyi işte.