Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şebnem

Ben bütün hayatım boyunca üzgündüm. Sebebini bilmiyorum.
Sayfa 92
Reklam
bunlar edebiyat değil bunlar benim duygularım,
Sayfa 92
Nihan’ın intiharı Salih’te sırasıyla şu fikirleri uyandırdı: Beni sevmemiş. Gerçekten sevmemiş. Birini seven biri kendini öldürür mü? Her şey seninle ilgili olmak zorunda değil. Kimse kimseyi gerçekte tanımıyor. Onu hiç tanımamışım. Demek ki iki insan aslında birbirine hiç dokunamıyor. Her şey seninle ilgili olmak zorunda değil. Kendi kendime yaşamışım. Başından beri kendimi kandırmışım. Her şey seninle ilgili olmak zorunda değil. Bu beni bundan sonrası için de sevilemez biri yapacak. Demek ki ben gerçekten sevilemez biriyim. Belki de her şey seninle ilgili değildir.
Sayfa 89

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamaktan çok hatırlamanın hazzına aşina herkes gibi Salih’in de içerisinde kaybolmaya cüret ve tahammül edebileceği tek yapı hafızadır. Hafızanın labirentleri. Çünkü hafı- zanda kaybolursan bunu anlayamaz, zamanın sarmal çizgisinde bir ileri bir geri hareket etmekten bunalan zihnin senden kopup uzak- laştığında artık çizgiyi geçmiş olacağından kaybolduğunu fark ede- mez, bunu söyleyemez, dolayısıyla dehşete kapılamazsın.
Sayfa 91
İnsan ucuz bir şey söylemekten o kadar korkuyor ki hiçbir şey söyleye- miyor, yapamıyor, içinden geçenlerin yarısını bile dile getiremez hale geliyor.
Sayfa 81
Reklam
“Keşke” dedi içinden “en az iki yüz yıl daha yaşasam. Ve bu zamanımın hepsi şimdi buraya, tam bu anın içine dolsa.”
Sayfa 79
Hastalıkla yalnızlığı birbirine bağlayan bir şey vardı. İnsan hasta olduğunda fiziksel yalnızlığı her zamankinden başka bir anlama bü- rünüyordu. Çorbadan dördüncü kâseyi ayırıp ısıttığı bir akşamüstü çavdar ekmeğinden kopardığı büyükçe parça boğazını tıkayıp nefessiz kaldığında, günlerdir iyiden iyiye yavaşlamış hareketlerinin aksine nasıl birden telaşa kapıldığını, suyu hızlıca başına dikip, boğazına takılıp kalan ekmeği midesine gönderip kurtulmak üzere verdiği sekiz saniyelik mücadeleden galip çıktıktan sonra düşündü ve kendi kendine “yalnızlık” dedi, “insanı öldürebilir.”
Sayfa 76
Ben istemekten hep imtina ettim. Hayatta en büyük korkum bir şeyi talep eden adam olmaktır. Bundan hep sakındım. İşte bakın bu da bizden bir şey istiyor, ne kadar tanıdık, ne âciz hikâye diyecekler diye korkumdan bir şey talep edecek olduğum her yerden kaçtım. Bu konuda kendimi geliştiremedim.
Sayfa 76
Salih onun ne olduğunu Nihan’la birlikte anladı. Bazı biraları ve si- garaları, adını ilk defa duyup merakla denemeye yeltendiği bir içkiyi içerken, çok güzel bir İbranice şarkıyı ilk kez dinlerken, dünyanın içinde yaşamadığı fakat içinden geçtiği başka bir yerinde insanlar anlamadığı dillerde konuşarak etrafında yürüdüğünde, yabancı bir sokakta onda yeniden bakmak isteği yaratacak kadar güzel bir mekânı, dar bir tekyönlü yolu, bir kahve dükkânını fark ettiğinde, rüyalara benzeyen filmler, filmlere benzeyen rüyalar gördüğünde, hakkıyla –yani hem hâlâ yaş hem de iyi pişmiş– yumurta yapmayı becerdiğinde, insanda dokunma isteği uyandıran bir nesne onu bir vitrinden bir dükkânın içine çektiğinde, ilk kez katedilen bir yolun ne kadar yorgun ya da uykulu olsa da kişiyi onun bütün tepelerini, kavislerini, virajlarını, yeniliklerini görmek için gözlerini açmaya zorlayan cazibesinde, yeşilin zerre çiğ olmayan yepyeni bir tonuna rast geldiğinde, tanımadığı dinlerin tapınaklarında ve denizden çıkmış şeyler ve peynir zeytinle düzenlenmiş her sofrada O olmadı- ğında zamanın ne olduğunu anlıyor. Salih burada. Hususi bir anın içinde. Burası zamanın billurlaştığı yer. Çünkü Nihan burada yok.
Sayfa 74
ben aradığımı bulmuştum fakat tekrar kaybettim– onu yeniden kazandırmadığı gibi bugünü de uykuyla uyanıklık arasın- daki dağınık bilinçle tecrübe edilen bir eşiğe dönüştürür. Hafıza bir kemirgen gibi çalışır, bugünü uyuşturur, parçalar, deler, deşer; geride kendisinden bir gelecek üretilemeyecek boşluklar, kopuşlar bırakır. Şimdiki zaman, hayatiyeti elinden alınmış ancak geride bı- rakılamamış şeylerin, dönemlerin, kişilerin, isimlerin, tecrübelerin, enkazına dönüşür. Yaşamak, hafıza denen köstebeğin durmadan deştiği, kurak bir şimdiyi tüketme işidir. Velhasıl her şey geçmiş ve gelecektir, şimdiki zamanla sadece kötü filmler ilgilenir.
Sayfa 74
Reklam
Nihan senin hep sevilmen gerek. Herkes seni sevse. Sana herkes âşık olsa. Sen bir kavram olsan. Nihan tarihi kürsüleri kurulsa. Senin üzerine tezler yazılsa, Nihan Antolojisi, Nihan Sözlüğü, Nihan’ın Öyküsü, Nihan ve Mitoloji, Nihan’ın Kuralları, Nihan ve Nihanvari Şeyler
Sayfa 71
Cazibe, diye düşündü, tuhaf bir şey ve bazen metruk yerlere de yuva yapıyor.
Sayfa 70
Nihan’ın yüzünü izlerken Salih kalbinin daha önce varlığından haberdar olmadığı kasları olduğunu fark etti, kalbinin göğüs kafesinde kapladığı yeri bütünüyle hisse- diyordu, bir metafor gibi değil, tam anlamıyla biyolojik bir şey gibi. Sadece kokulardan, renklerden, türlü lezzetlerden ve safi neşeden yapma şu birkaç günlük zaman parçasını kenarlarından düzgünce kesip göğün tavanına asmak, içi sıkıldıkça kafasını kaldırıp onu izleyebilmek istedi.
Sayfa 70
Herkes içinde bilinmez tutkular ve istekler taşır halde her gün sokaklarda, hiçbir tuhaflık yokmuş, her şey aleladeymiş gibi yürümeyi başarıyordu. Bu Salih’e hep akıl almaz bir şey gibi gelirdi. İnsanlar arzularını, yani gerçekte oldukları şeyi gizlemeyi kendi başlarına öğrenmiş olamazlar diye düşünürdü. Her an dehşetli bir polisiyeye dönüşmeye teşne bu oyunu kumanda eden biri olmalı. Varoluşu anlamsız bulanları anlamıyordu. Ona göre varoluşun sorunu nihayetinde anlamsız değil aşırı anlamlı olmasıydı. Kat- lanması zor olan da anlamsızlığı değil sonsuzcasına uzayıp giden anlamlarıydı.
Sayfa 69
112 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.