Söyleme Bilmesinler Neden acaba diğerlerine değil de Ethem’e ithaf etmiş yazar bu kitabı diye başladım, sonunu görmeden daha en başlarda bile en çok Ethem’i sevdim. En sevilmeyeni, en yalnızı, en ihtiyacı olanı sahiplendim. Her zaman bir de karşı tarafı dinleyelim deriz ya hak vermemiz beklendiğinde, her karaktere ayrı ayrı hak verdim, hepsini anladım. İç dökmelerle dolu. Harikaydı. Kitabı elime aldım, başladım, 2-3 bardak çay ile bu geceme yoldaş yaptım. Bir çırpıda bitti dediklerimden oldu.
Sevip sevmediğime karar veremediğim bir kitap oldu. Bazı bölümlerde olay örgüsünün kopukluğu ile sayfaları geriye sardım. Ortalarda bir yerlerdeyken bir anda sayfaların aktığını farkedip şaşırdım. Karaktere kah üzüldüm kah sinirlendim. Yani bu kadar da takmasaydın kafayı be Gatsby, sana kız mı yoktu be oğlum diye yükseldim.
Klasik bir konu, belki filmi izlediğimden ötürü ortalama puanın bir tık üstünü vermeyi uygun buldum, bilemiyorum. Sessizlikte okunacak bir kitap, çok insan var, geçişler çok hızlı. Metro, otobüs vs kitabı olmadığını net şekilde belirtebilirim:)