"Şu koca alayda tek aklı başında adam benim. Aslında deli olan diğerleri, ama bunun farkında değiller. Savaşıyorlar ama neden savaştıklarını bilmiyorlar. Bu delilik değil mi? Bir insan nasıl olurda bir başka insanı öldürür, ama sebebini tam olarak bilmez? Farklı renk üniforma giymek ve farklı diller konuşmak yeterli bir neden mi yani? Bir de bana deli diyorlar!
Yaşam, bir seyir esasında. Peki, seyir eden misin, seyreden mi? İnsan, her ikisi de! Bu boyutta seyir edebilen bir araca, tasarıma sahibim. Bu araç ile bir yandan seyir ediyorum yaşamda ve bir yandan da olanı seyrederek dilediğim gibi bir deneyime dönüştürebiliyorum. Ben kimim? Ben bilincim. Muhteşem insan oluşunun yapısı işte bu.
Hiç korkmamış olsaydım keşke.
Hiçbir korkuyu tatmamış olsaydı bilincim ve bedenim.
Korunmaya ve savunmaya gerek duymasaydım.
Korkuyu bilmeyen canımın istediği gibi davranıp, korkuyu bilmeyen canımın istediği gibi konuşsaydım.
Gerçekten nefes alabilseydim her an.
Gerçekten yaşayabilseydim.
Ben olsaydım sadece, en doğal halimle.
Gerçekten yaşayabilseydim keşke.
Öyle uyansaydım her sabah; öyle tat alsaydım, öyle dokunsaydım, öyle koklasaydım tüm kokuları, öyle duysaydım sesleri... Öylece, kendime, özgülüğümle, özgünlüğümle olsaydım bu dünyada, bu rüyada.
Kendine özgü, özgün ve özgür.
Var olsaydım.
Olabilir miyim?
Keşke...
Hayatın içinde gerçekten kim olduğunu bilmediğin bir sürü insan tanıyordun ama kitaplardaki insanların aklından neler geçirdiklerini, neler hissettiklerini, neler planladıklarını da bilebiliyordun.