Sabahattin Ali doğruyu söylüyor da biz insancıklar bunu kabul edebiliyor muyuz? Sürekli değiştirme çabamız nereden geliyor? Benmerkezciliğimizden mi yoksa bitmek tükenmek bilmeyen umutlarımızdan mı?
Sanırım yaşamamızın bir amacı olduğuna ve bir değişim yaratabileceğimize inanmak istiyoruz. Kuyucaklı Yusuf'ta "Hayat bu derece manasız ve insan dünyaya boş durmak için gelmiş olamazdı" diye düşünüyor kitapta. Belki de altında birazda yaşamak için bir amaç oluşturma, dolayısıyla yaşama isteği hatta içgüdüsü vardır.