/... biz;
ölümleri durduramadık! her gün meydanlardan ölüm topladık
kâh yazgıdır deyip... yüzümüz avuçlarımızda gökyüzüne sarılıp ağladık
kâh birer namlu gibi havaya sıkılmış yumruklarla... isyanımızı taş duvarlara sakladık
-büyüklerin savaşında hep çocuklar
zalimlerinkinde hep mazlumlar ölüyor- biraz geç anladık.../
çocuklara uçurtma,
çantasında saklambaç, sekseğinin taşıyım
oyunu yarım kalan çocuğun...
avucunda sakladığı kırık bilye,
çocuk gelmiyor diye ağlayan lunaparktaki atlı karıncanın gözyaşıyım
yaprak ödünçtür dallarda
önemli olan...
umuttan yoksun kalıp
gözlerde ışığı söndürmemek, direnci yitirmemek dikenli de olsa...
kızıl bir güldür hayat
soldurmadan yaşamak yaşatmak gerek
yeşile düşman bir bahçıvana kendini sevdirmez çiçek yaprak yaprak ölür elbet bir gün
yenik düşmez karanlığa aydınlık
yumma güneşe gözlerini... acıları gizler karanlık
bir merdiven daya gökyüzüne
gökkuşağı topla yıldız topla
saçlarını tara pırıl pırıl güneşin
sitem etme düşlerine yağan kara
damla damla erir elbet bir gün