Hayatın tatlı ve güzel minik şeyleri, uğruna yaşanacak şeyler olmamalıydı; insan, en yüceyi aramalı, en yücenin peşine düşmeliydi; cennet hayatı burada, bu dünyada başlamalıydı.
"O gece... Bana geldiğin gece... Ayakların ayaklarımın üzerindeyken usulca yükselip öptün ya beni... Her şey o zaman yerli yerine oturdu. İçimden dedim ki, demek ki böyle bir şey sonsuzluk dedikleri... Dünyevi zaman kavramıyla birkaç saniyeydi, ama benim için içinden çıkılmaz bir zaman kapsülü gibi."
Dünyadaki tüm gerçek aşklar, bir şekerin içine karamel olarak dolmuş da benim dilime konmuş gibiydi. Ve Ali'nin beni ısıtmasıyla o karamel, eriyip kalbime akmış...
Çocukluğunuzun perdesi, kalbinin odacıklarının tam önüne çekilmiş... Ben onun açılmasını bekleyeceğim. O gün, gerçek aşkın çok farklı bir şey olduğunu anlayacaksın.
Çünkü üzüm tadındaki tatlı arafımızda, biraz olsun onun gülüşündeki sıcaklıkta, kalbimdeki patlayan şekerlerin erimesine ve beni daha iyi birine dönüştürmesine izin vermem gerekti.
İçimde büyüttüğüm sır öyle ketum bir herif haline getirdi ki beni, eğer öyle havalarda gelmeseydin bana... Yani üzerine yağmur düşmeseydi, sen üşümeseydin... O kadar kolay pes etmezdim sanırım.
Ben altın için memleket menfaatleri hakkında müsamaha gösterecek insanlardan değilim. Paralarınız duruyor, fakat onlardan daha kıymetli olan Mustafa Kemal imzası sizde kalamaz!
Ona göre, asıl dava Türkleri çağdaş medeniyete ulaştırmaktı. Mustafa Kemal o toplantıdakilerin ne kumandanı, ne de en yaşlısı idi. Sofra sonunda herkeste beliren kanaat şu idi:
Mustafa Kemal millet mukadderatı hakkındaki düşüncelerini, etrafındakilere zorla, rütbe ve mevkiine dayanarak değil, fikir kuvvetiyle kabul ettirebilecek, ileriyi görebilen vatansever bir askerdir.
"İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır. Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak, yalnız bana ait olacaktı."
Bu belâgat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine mal eden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.
+Türkiye bir savaş anında ne kadar asker çıkarabilir Ekselans?
-Bu düşmana ve savaşa göre değişir sayın Kral hazretleri. İcabında kadınlı erkekli bütün Türkler askerdir. Fakat talim görmüş asker olarak bir milyon çıkartabiliriz.
+Demek bir savaş çıktığında derhal iki milyonluk bir kuvvete sahip olabilirsiniz.
-Hayır! Umumiyetle yetişmiş asker bir milyon olur. Yani nüfusun yüzde yedi sekizi hesaplanır.
+Ekselans, ben doğru hesap yaptım. Bir milyon ordunuz, BİR MİLYON DA ŞAHSEN SİZSİNİZ. Toplamı benim dediğim gibi iki milyon olur.