Psikoterapist Victor E. Frankl'in Nazi toplama kamplarında serüveni, gözlemleri, deneyimleri ve tüm bunların etkisiyle oluşturduğu Logoterapi'yi anlatıyor.
Ölüm ve işkencelerle burun buruna olan insanlardan yola çıkarak insanın anlam arayışını temellendiriyor.
Frankli, insanın hayatta 3 tür anlamının bulunduğunu söylüyor:
1. İş, uğraş, görev
2. Biri yahut birileriyle etkileşim (Eş, çocuk, sevdiklerimiz)
3. Kaçınılmaz acı çekmek
Toplama kamplarında işkenceye maruz kalan insanların dayanma potansiyelini ruhlarının özgürlüklerine dayandırıyor. Burada aklıma hapse giderken dahi gülen Şeyh Raid Salah ve nice Müslüman insanlar geldi.
İnsanların işkencelere dayanmasının temel önemli bir faktörünü de büyük bir davaya adanmış olduklarını söylüyor.
Yahudi olan Frankli insanların 2 ırktan geldiğini değiniyor
1. Ahlaklılar
2. Ahlaksızlar
Kitapta dikkatimi çeken bir nokta Naziler; sefil, hasta görünümlü, bitkin kişileri "Müslüman" olarak adlandırmaları.
Şunu da belirteyim ki Nazilerin yaptıkları işkenceleri bugün ve geçmişte Siyonistler, Filistinlilere yapıyor.
Şöyle diyebiliriz:
"Hakikate erişememiş mazlum, yarının güçlüsü olunca daha da büyük zorba olabiliyor."