31 Ocak 1933'te Hitler, 5 Mart'ta yapılmak üzere yeni bir seçim çağrısında bulundu. Ancak parlamentoya ev sahipliği yapan Reichstag binası 27 Mayıs'ta kundaklandı ve küle döndü. Yangından Marinus van der Lubbe adında, o sırada işsiz olan ve komünist oluşumlar içerisinde yer almış bir inşaat işçisi sorumlu tutuldu. Tarihçiler, Lubbe'nin bu işi tek başına mı yaptığı, Nazilerin iddia ettiği gibi daha büyük çaplı bir komploya mı karıştığı, yoksa Naziler tarafından düzenlenen bir saldırının günah keçisi mi olduğu konusunda farklı görüşlere sahip. Süreç nasıl gelişmiş olursa olsun, sonuçta Lubbe ve eylemi Naziler için çok faydalı bir propaganda aracı oldu ve Lubbe kundakçılıktan suçlu bulunup idam edildi. Yaşanan olayı fırsat bilen Naziler, komünist bir ayaklanma korkusunu iyice alevlendirerek baskıları arttırdılar ve takip eden dönemde dört bin kişi hapse atıldı.
Ne var ki bu olay halkta Nazilerin umduğu güçlü tepkiyi yaratmadı. Dr. Hett, "Görev başında olmanın avantajına ve ellerinden gelen her türlü baskı ve yıldırma yöntemini kullanmalarına rağmen, Nazilerin yangından altı gün sonra gerçekleşen seçimlerde çoğunluğu elde edememiş olması dikkat çekicidir." diyor ve ekliyor: "Yangının asıl önemi, Hitler'e 'Reichstag Yangını Kararnamesi'ni çıkaracak bahaneyi sağlamış olmasıydı. Bu kararnameyle Hitler, başında bulunduğu hükümetin güçlerini önemli ölçüde arttırmış, kelimenin tam anlamıyla bir gecede diktatör olmuştu.
Anton Drexler tarafından 1919'da Alman İşçi Partisi adıyla Münih'te kurulmuş olan parti, ertesi yıl Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi adını aldı. Hitler, liderlik basamaklarını hızla tırmanarak 1921'de yönetimi ele geçirdi ve partinin ileri gelenlerini tasfiye etti. Bu dönemde Parti, siyaset yoluyla parlamentoda güç kazanmaktansa doğrudan eyleme geçip, şiddet yoluyla iktidarı elde etmekle daha çok ilgileniyordu. Fakat "Birahane Darbesi" olarak bilinen başarısız bir ayaklanma girişiminin ardından bu yaklaşımları kısmen değişime uğrayacaktı. Yaşanan kargaşayı takiben Nazilere siyasi yasak getirildi ve Hitler beş yıl hapse mahkûm edildi; ancak sadece sekiz ay cezaevinde kaldı.