Mori'yi çok sevmiştim, Torani'de beğenim hayranlık mertebesine çıktı.Yazar biraz daha kalemini serbest bıraksa kim bilir neler çıkar. Dil müthiş, tahmin ettiğim gibi şiirleri de var. Bu şiirsel dil ancak şair işçiliğiyle oluşturulur. Kurgu çok zekice.
"Ben Mardin'im" şiiri, Mardin'i görmüş biri olarak diyebilirim ki Kadim şehri mükemmel tasvir ediyor. Hoşgörü bundan daha güzel anlatılamazdı. Kitaptaki ikinci hoşuma giden şiir , Sivas Katliamının alegorisi olan "Küskünüm Yağmur'a şiiridir. Şiir kelime oyunlarıyla bize katliamın kodlarını veriyor.
Nisan DamlasıAtilla Yaşrin · Kanguru Yayınları · 201017 okunma
Ben Mardin’im Mezopotamya’nın orta yerinde
Şahadet parmağı misali yükselirim göğe
Ezan sesi çana selam durur çan ezana
Güvercinler kâh kiliseye kâh cami avlusuna
Melek Tavus raks eder Müslüman’a Hıristiyan’a
Siyah ile yeşil cübbe yan yana
Ezidi güneşine karşı Mecusi ateşi yanar
Minaremde üç din yaşar
Haç ile hilal aynı örste tava gelir
Dil yerine gözler konuşur
Önümde içilmeyi bekleyen zaman
Mırra tadında her an
Posası çıkmış yıllar bana baston
Yol geçiririm içimden
Tek bağlantım tek engelim
Ben gecenin gerdanında Mardin’im
Kitap beni o kadar çok farklı yerlere götürdü ki nereden gireceğime bir türlü karar veremiyorum. Duyguların çoğu bana geçti. “Babasından yaralı herkes kendinden uzağa düşer.” bu cümlesi birçok kadının hayallerinin ucuna dokunan cinsten. Tek kusuru, kurguda bir ara kopukluk yaşar gibi oldum, o da roman ilerledikçe bütünlük sağlanıyor.
MoriAtilla Yaşrin · Yitik Ülke Yayınları · 201859 okunma
Küçükken o kadar mutlu an var ki büyülü dünya zannedersin her şeyi. Güneşe gülmek çılgınlık değil, bağırmak da.
Koştuğun senin, güldüğün senin hatta ağladığın. Yol düşer
her sese, her renge, her kokuya. Coşkuya kapılmak, çağrıya
kulak vermektir; suya düşen yıldız, yaprağa yetişen rüzgâr,
dala ilişen tırtıl. Kollarının açıldığı kadardır her şey, sığabildiğin arkadaş ıslığıdır. Bir insan yaşamı boyunca, hayalleri
dâhil, gidebileceği en son yer çocukluğunda gittiği yerden
daha ötesi değildir