Sihaya bir yorumu yanıtladı.
Kierkegaard onun da kendisine aşık olduğu Regine Olsen isminde genç bir kadına delicesine aşık olmuş fakat bir ay sonra nişan yüzüğünü Olsem’a posta yoluyla göndererek ilişkiyi sonlandırmıştır. İki aşık da Kierkegaard’ın davranışlarından bolca yara almıştır, bu olay üstüne Olsen intihar tehdidinde bulunmuş, Kierkegaard ise verdiği karar için çok gözyaşı dükmüştür.
Neden ayrılmış o zaman ?
1 önceki yanıtı göster
Belki de Kirkegaard olduğu için ruhunun acı çekmesini istemiştir. :p
1 sonraki yanıtı göster
Sihaya bir yorumu yanıtladı.
Memleket değiştirmekle kıskançlık, cimrilik, kararsızlık, korku ve tutku bizi bırakmaz.
Sayfa 31Kitabı okudu
Ama yine de tebdili mekanda ferahlık vardır, sözünün doğruluk payı var. Çevren, arkadaşların, muhabbetler değişiyor. Hatta yeni bir sen keşfediyorsun içinde. Sanki natüralist bir romandaki kahramanmışsın gibi. "Tamam," diyor hayat,"o şehirde böyle biriydin hayatını tamamen değiştirelim. Bakalım gerçekten öyle biri misin yoksa sadece alışkanlık mıydı?" gibi bir durum ortaya çıkıyor. Güzel bir şey.
6 önceki yanıtı göster
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Bu nice yaşamaktır
İlim ve kendini bilmek oflnrr daha alakalı
Sihaya bir yorumu yanıtladı.
İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir...
Şu anda içinde olmak istediğim o ana dönüp sonsuza dek orada kalsam diyorum. Zaman olmaz diyor. İlerliyor. Zalimce...
1 önceki yanıtı göster
Yeni büyülü anılar, o anın büyüsünün yerini asla tutamaz. Ama yaşamak gerek tabii ölmediğin sürece. Devam etmek lazım.
1 sonraki yanıtı göster
Okur Takip Önerileri
Tanrı: "Unutma, Mars, volkanları olan paslı bir yerdir. Mars, biliyorsun, o kızıl renkli gezegen. Orası bir dünya. Volkanları var, bulutları var, eskiden akarsuları vardı. Şimdi akarsuları yok artık. Bunu daha sonra anlayacaksın. Bana inan. Tamam mı,unutma..." deseydi her şey bizim için daha kolay olmaz mıydı?(ona inanmamız bağlamında )
Bir de şöyle bir olay var. Yasin'de ve daha bir çok yerde geçiyor. "Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. " diye. "Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün oysa onlar bulutlar gibi geçerler. "
O dönemdeki bilgi seviyesini bilmiyorum. Gök cisimlerinin döndüğü biliniyor muydu? Ya da yörüngelerinin olduğu? Bu ayetler kanıt oluşturur mu? Birileri beni aydınlatabilir mi?