Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öktem Gündoğan

Öktem Gündoğan
@SiirinAksi
19 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Leylim Leylim, Milena'ya Mektuplar ile On Üç Günün Mektupları'nı ve başka kitaplaşmış mektupları okurum. Belge niteliğinde yazılar, duyguların ete kemiğe büründüğü, her an kanayacakmış gibi derin yara tanımları, mektubun içine girdiğinde yazanın çığlıklarının kulaklarını sağır edecekmiş gibi bir empati kurduran yazılar. Ayrılığı, kavuşamamayı, özlemi, sevdayı ne de güzel anlatmışlar. Her bir mektup hem yazanın hem de hitap edilenin çevreleri tarafından önemsenen kişiler olmasına rağmen aslında mevcut şartlarda birbirlerinin eksikliğinde ne kadar aciz duruma düştüklerini de gösteriyor. Aşk ve beraberinde zaman içinde insanın yüreğine işlediği vuslat ve ayrılık duygusu ile hasreti ifade eden cümleler bu duygulara yabancı olanlar tarafından irite edici bulunup sıkça hem eleştiriye maruz bırakılmışlar hem de psikolojik bir rahatsızlıkla itham edilmişlerdir. Tarihte yeryüzüne iz bırakmış her kişi (edebiyattan bilime, siyasetten spora) kamuya mal olmuş kişiliklerinin esiri olmadan ve bir meydan okurcasına duygularını belgeleyerek de büyük karakterler olduğunu kanıtlamışlardır. Varsın, çağın akıllı! insanları bu mektuplardan psikolojik tahlil yapsın, hastalık teşhisi koysun. Ancak unutmasınlar ki dünyayı öfke, hırs, kin, nefret değil, güzellik ve sevgi kurtaracaktır. Sonu hüsran bile olsa bir aşk, yaşanmaya değerdir. Hüsran denilen şey de zaten istenerek inşa edilmez. Çaba, sevginin büyütülmesi için harcanmalıdır. Hedef, ne Leyla olsun ne Kerem ne de Ferhat. Kendimize şans tanımak, içimizdeki aşkın büyüklüğüne, özel olduğuna, benzersiz olduğuna inanmak olsun. İnsan kendi hislerinden şüphe etmemeli...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,7bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
"Ruhunu yitirmiş bu çağın vebası; düşünememek değil, hissedememektir.” İnsan yazınca ya da yazabilme cesaretine ulaştığında, - yazdığı ne olursa olsun - bir kahraman yaratır kendine. Ve o kahramana düşünde tasarladığı bir dünya hediye ederken, durduk yere karşısında olan insanlara, muhataplarına söyleyemediği, söylemek istemediği bir dünya sözü o kahraman aracılığıyla iletir. Bilir ki, söyleyeceği şey çok değerlidir, bir çırpıda söylenip de kuru kalabalığa karışmasın, kaybolmasın, yok olmasın. Bunun farkında olarak yazar; güçlü karakterler yaratır ki o karakterin her sözünün, her davranışının, okuyucuların belleğinde travmatik bir etki yaratsın ister. Yazarın gücü, nefes üflediği cümlelerinde gizlidir. O güç, okuyucuyla etkileşime girdiğinde görünür olur. Dostoyevsky'nin "Ruhunu yitirmiş bu çağın vebası; düşünememek değil, hissedememektir." sözünü söylettiği Kirilov, belki romanın diğer kahramanları gibi baş rolde olan biri değildir ama en az diğerleri kadar önemli bir yerdedir Ecinniler romanında. Son söz; hissetmenin, yaşamı sorgularken akıldan fazlasının lazım olduğu durumlarda başvurulacak bir özellik olduğunu unutmamamızdır. Çünkü hiçbirimiz yaşadığımız bu düzen içerisinde ana karakter değiliz, aklımız da bir yere kadardır. Akıl, rutini salık verir. Hisler gerçek benliğinizi ortaya çıkarır... Öktem Gündoğan
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Antik Kitap · 20115,5bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Kentin Hayaletleri
İnan Palancı
İnan Palancı
Bir şehrin surlarla çevrili olması demek, o şehrin, en azından bir azılı düşmanının olduğu gerçeğinin göstergesidir. Yine dönem koşulları itibariyle de en azından ekonomik olarak çevresine nazaran belirgin bir üstünlüğü olduğu sonucuna varılabilir. Mevcut düşmanın şehri ele geçirip hazırda duran bu ekonomik potansiyeli kendisinin
Kentin Hayaletleri
Kentin Hayaletleriİnan Palancı · Hiç Yayınları · 201810 okunma