Maksim Gorki’nin 19. yüzyılda Rusya’da yaşanan ekonomik kriz zamanında yazmış olduğu gerçekçi ve bir o kadar da evrensel olan kitabı...
Maddi ve manevi yönden dibe vuran insanların yaşama ya da var olma savaşı...
Kitap oyun türüyle yazılmış, mevcut durum ve yaşanılanlar düşünülünce kitaptaki karakterlerin isim ve özellikleri üzerinde fazla durulmamış zira her şeyini kaybeden insanlar için bunlar birer fazlalık.
Bir çok kesimden insanın (köylü ve işçi) bir arada yaşadıkları döneme odaklanan ve farklı dünya görüşünde olan karakterlerin çatışmalarını irdeleyen yazarımız; bu çatışmaları gördüğü gerçeklere dayandırır.
Toplum, hayalet bir sınıf yaratmıştır ve onları dibe doğru itmeye devam etmiştir.
Gerçekten etkileyici güzel bir kitaptı oyun okumayı sevdiğimden çok kısa sürede okumayı tamamladım. Umarım siz de beğenirsiniz. Keyifli okumalar.
Bir arayışın hikayesi...
Süleyman’ın tapınağından çıkan Musa’ ya ait olan yedi kollu şamdan Menora..
Evet severek, keyifle okuduğum Stefan Zweig’ın bir eseri daha Gömülü Şamdan. Baştan sona bir çırpıda okuyabileceğiniz bir eser. İtiraf etmek isterim ki finalini aynı Zweig gibi düşündüm. (Bu da beni en sevdiğim yazar gibi düşünme lütfuna eriştirdi en azından böyle düşünmek istiyorum :) ) Beklediğim bir sondu ama dediğim gibi başından sonuna anlatılan olaylar o kadar iyi betimlenilmiş ki ben orada o anları yaşadığımı hissettim.
Başta da dedim ya bir arayışın hikayesi umarım hayatınızda eksik olanları bulacağınız bir yolculuğa çıkarsınız sizde ve belki de ulaşmaktan çok o yolun güzelliği sizi sarhoş eder...
Naçizane, kendimi kaybettiğim bir gün çıktığım yolda, yazmış olduğum küçük şiirimle bitireyim sözlerimi.
YOL
Yol muydu güzel olan
Yoksa varmak mı sonuna ?
Ne yoldu güzel olan, ne sondu
Çıkmakdı o yola asıl olan.
Çünkü ne yolu bilebilir insan
Ne sonu.
Sevgilerimle. Keyifli okumalar.
Yaşlı bir adam olarak dünyaya gelip zamanla gençleşmek... Daha önce hiç böyle düşünmemiştim aslında :) gördüğümüz çoğu şeyi doğru kabul edip üzerinde düşünmüyoruz. Tabii işin doğası gereği bir çok doğru var ama yazarımız daha fazlasını yapıp bu doğrularla yetinmiyor ve fazlasını hayal ediyor ve işi tersinden düşünme cesareti gösteriyor. İşte bu fikir yazarımız F. Scott Fitzgerald’ı büyülüyormuş adeta.
Eee tabi Mark Twain gibi bir esin kaynağı oluncada zira kendisi şöyle demiş. “Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık.” Bu sözden sonra da aklındaki fikrini hayata geçirme düşüncesi almış yazarımızı ve bu küçük ama düşündürücü okurken keyif veren bir eser haline getirmiş kitabını.
Ben çok keyif alarak okudum içinde bulunduğu absürt durumu anlamaya çalışan kitabımızın kahramanı Benjamin gibi bu olay nerede son bulacak derken bir çırpıda bitiverdi. Okunmaya değer buluyorum. İyi okumalar.
Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri Sabahattin Ali...
Şu ana kadar okuduğum kitapların hiçbirinden mutsuz olmadım. Çünkü Sabahattin Ali’yi anlamak yaşadığımız yeri anlamak demek, anadoluyu anadolu insanını bizim toprakları anlamak demek, mücadele demek, sevgi demek aşk demek.
Dünya edebiyatıyla aynı oranda Türk edebiyatı klasiklerini de özellikle okumaya gayret gösteriyorum ve Sabahattin Ali’nin benim için yeri apayrı.
Kitabı incelemeye geçicek olursak içinde 13 tane birbirinden güzel hikaye bulunan kitabımız açık ve sade anlatımıyla dikkat çekiyor.
Keyifle okuyacağınız bir kitap.
Sevgiyle ve kitapla kalın...