Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sultan Yıldırım

Belki de iki yüzlü bir pencereydi benim gördüğüm; ondan geçen bakışın hangi taraftan geldiği hem görenin hem de görülenin yaşadığı duygulara bağlıydı. Üstelik ona ille içeriden ya da dışarıdan bakılacak diye kesin bir kural da yoktu, göz yetiyorsa aynı anda iki taraftan da bakılabilirdi. Hiç kuşkusuz bu durumda kendisiyle karşılaşırdı insan ; görse görse, bir pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan...
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
İnsan cama uzun süre bakınca hep böyle olur, mutlaka bir yüz görür. Daha doğrusu herkesin, asla göremeyeceği hâlde görmek istediği kayıp bir yüzü vardır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Her sorunun yanıtı yıllar önce hazırlanıp insan aklının bir köşesinde bekletiliyormuş gibi geldi ona.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Desene yaşam tekrarlardan oluşuyor... Tekrarlardan değil, dedi; tekrarların tekrarından.
O her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olmazdı, kuşların bile izi vardı gökyüzünde, sözcüklerin dişte, bakışların yüzde.
Reklam
Ola ki başka bir yerde yaşıyorduk o an, başka bir zamanda yaşıyor ve oradan burayı düşlüyorduk düşlediğimizin farkına bile varmadan. Derin derin iç geçiriyorduk. Belki de sonsuz bir uğraşa kaptırmıştık kendimizi, durup dinlenmeden bir şeylerle boğuşuyor, koşuyor, bağırıyor, coşuyor ve kan ter içinde kalıyorduk.
her kadının gözünde bir erkeğin kaybolup gideceği boşluk bulunduğuna inanmıştı. Hatta memeleri elma yarımı kadar kabarmış kabarmamış bütün kızların gözlerine dikkatle bakmıştı o boşluk doğuştan mı geliyor diye.
Mezara girmekten başka kaybolma yolu bilmeyen şu köylülerden birinin, kendi kendini ortalıktan sileceğine inanmıyordu.
Buraya geldiğinden beri zorunlu birkaç söz dışında hemen hemen hiç konuşmamıştı. İstese de konuşacak şey bulamıyordu zaten; belleğinde geçmiş diye bir şey kalmamıştı. Uzaklara geldiğini anımsıyordu yalnızca, çok uzaklardan.
" Babasız büyürsen âlemin bir merkezi ve sınırı olduğunu anlamaz , her şeyi yapabileceğini sanırsın..." "Ama bir süre sonra ne yapacağını bilemez, dünyada bir mana, bir merkez bulmaya çalışır, sana hayır diyecek birini aramaya başlarsın."
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza , neyin ahlâklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi ? Bir baba ihtiyacı her zaman var mıdır, yoksa , kafamız karıştığı, dünyamız daldığı, ruhumuzun daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Sayfa 115Kitabı okudu
Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım.
Dünya güzeldi, içimde güzel olsun istedim. İçimde bir suçluluk, hatta kötülük yokmuş gibi yaparsam , yavaş yavaş kötülüğü unuturdum. Böylece hiçbir şey olmamış gibi yapmaya başladım. Hiçbir şey olmamış gibi yaparsanız ve gerçekten de hiçbir şey olmuyorsa , hiçbir şey olmaz sonunda.
o anda kendimi ya geçmişte, ya da kurmakta olduğum bir hayalin içinde sanıyordum. Üstelik her şey hatıralar gibi kopuk kopuktu.
Aklımdaki kelimelerin , aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu. Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı.
263 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.