Sağduyulu bir kişi her zaman büyük insanların açtığı yollardan gitmeli ve en kusursuz kişileri taklit etmeli -böylece, gücü onlarınkine erişemese bile hiç olmazsa bir ölçüde onun havasını yansıtacaktır-
Başkasının güçlenmesinin nedeni olan kişi kendi yıkıma yol açar; çünkü o güç ya becerinin ya zor kullanmanın sonucudur ve güçlü hale gelmiş kişi için bu iki nitelikte de kuşkuludur.
Yargıcı aydınlatmak ve onu ikna etmek yerine onun lütfunu rica ederek suçsuzluğu kazanmak da doğru bir şey değildir. Çünkü yargıcın görevi, adaleti hediye olarak vermek değil, herkesin hakkını ölçtükten sonra hükmünü vermektir.
Gerçek şudur ki devlette gerçekleşen pek çok kanunsuz ve adaletsiz işe karşı doğrulukla savaşarak sizlere ya da herhangi bir topluluğa karşı gelen biri ölümden kurtulamaz.
İnsanların korkularından dolayı en büyük kötülük olarak gördükleri ölümün belki de en büyük iyilik olduğunu kimse bilemez. Bilmediğimiz bir şeyi biliyormuş gibi göstermek aslında utanılması gereken bir cehalet değil midir?
Sadece dümdüz ve apaçık konuştuğum için bile nefretlerini kazanacağım. Onların duydukları bu nefret benim tamamen haklı olduğumu gösteren bir sebep değil midir?