Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mfd

Onun bana güvenmesi benim güvenilir bir insan olmama sebep oluyor.
Reklam
Bir insanin kişiliğini bozmak istiyorsan onu düzeltmeye çalış.
Bu dünyaya ahlaki değer yargılarımızla caka satalım diye gönderilmedik.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün büyük devrimler, azınlıkların devrimleridir. Hepsi de azınlığın eylemiyle mümkün ola­bilmiş ve gerçekleştirilmiştir. Çoğunluk, ancak olay gerçekleşlikten sonra bu çok köklü tarihi değişikliklere uymuş ve onları desteklemiştir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Yıkıcı güç­ler yıkılamaz; çünkü, bu daha da çok yıkıcı güç kullanma­yı gerektirir. Her birimizin ve hepimizin içindeki yıkıcı güç­ler ancak yaratıcılığın ve ondan doğacak güzelliğin karşısında yok olup gider.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Bir tarafı seçmek, tanımı gereği, kendi tarafımız için zafer, diğeri içinse yenilgi istememiz demektir. Yani taraflar, eninde sonunda biri ötekine boyun eğsin diye mücadele et­mektedirler. İlke ne olursa olsun -tabii hala ilke diye bir şey kalmışsa- Finaldeki yenilgi ve teslimiyet, totaliter bir ilişkiy­le sonuçlanır.
Sayfa 134Kitabı okudu
Biz katılsak da katılmasak da, halkın seçimini yaptığını bilmek, birisinin seçildiğini bilmek, egemen düzenin seçim sayesinde var olduğu yolundaki inancımızı güçlendirir. Öy­ le bir noktaya geldik ki, yöneticilerin varlıklarını bize doğru­ latınaya ihtiyaçları yok artık. Onların varlığını biz kendimiz doğruluyoruz. Kendilerini yeryüzünde Tanrı'nın temsilcile­ri olarak sunan krallar yok artık. Yöneticilerin eskiden ol­duğu gibi bizi kandırması bile gerekmiyor. Onların oyunu­nu oynamakta, bunu kendimiz gayet güzel yapıyoruz. Yöne­ticiterin yapması gereken tek şey, belli zaman aralıklarıyla, halkın hizmetinde olduklarını, halkın iradesini temsil ettiklerini söylemekten ibaret. Eskiden olduğu gibi hala yöneti­ cilerimiz var. Farklı olan, yasallıklarını Tanrı'dan değil, biz­ den almaları.
Sayfa 131Kitabı okudu
Başkalarına özgür­lük sağlamak adına kurduğumuz örgütler, çoğunlukla, ken­di özgüdüğümüzün sınırlarını görme yeteneğimizi kısıtlar; günlük yaşamlarımızda karşılaştığımız sorunlarla ilgiten­mekten bizi alıkoyar
Sayfa 130Kitabı okudu
iki partiyi birbirinden farklıy­mış gibi gösterme sorunu vardır. İmaj yaratmak, reklam şirketlerinin ve psikologların kullanımı, seçimlerde haya­ti önem taşır. Partiler, kendilerine bir önem kazandırmaya, artık mevcut olmayan bir farklılığı vurgulamaya çalışırlar.
Sayfa 129Kitabı okudu
bir güzellik yarışmasına katılmamayı ya da onu hiçbir şekilde desteklememeyi seçmek, erkek egemenliği­ni tehlikeye sokar. Erkek egemenliği -sömürüsü- öylesine açıktır ki, yarışmanın adı bile "kadınlar arası güzellik yarış­ması" değil, sadece "güzellik yarışması"dır. Düzenlenen her güzellik yarışması ve seçilen her "kraliçe" , kadının toplum­ daki ikincil rolünü ve güzelliği hiyerarşik, sayısal bir yön­ temle ölçme zihniyetini güçlendirir. Güzellik yarışmalarının ortadan kalkması yalnızca sömürünün bir yüzünü sona er­ dirmekle kalmaz, "güzelliği" standart totaliter bir ölçüm ko­nusu olmaktan da kurtarır. Aynı şey, çok daha geniş bir an­lamda, çeşitli politik sistemler için de geçerlidir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Seçme kavramının bizatihi kendisi, kendi içinde totaliterdir. Zeka, güzellik, adalet, sevgi, özgürlük gibi seyler ölçülemez ve kıyaslanamaz. Onlar ancak, tanımlanmadıkları ve standartlaştıramadıkları ölçüde var olabilirler. Bunlarin tanımını yapma girişimi bile, kavramın ihlal edilmesi demektir. Bir kez tanımlandıktan sonra, zeka donuklaşır, güzellik esinleyici olmaktan çıkar, sevgi türetilmiş olur, adaletin doğrulanması gerekir, özgürlük ise tanımlanmış biçiminin dışında var olmaktan çıkıverir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Eşitlik sağlama amacı, tüm farklılıkları iptal etmeye götürür insanı; bir başka totalitarizm biçimi ve insan standartlaşması ile sonuçlanır.
Sayfa 123Kitabı okudu
‘’Sevgi seçimi’’ totalitarizmin ‘’ilk günahı’’ gibidir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Çoğunlukla, direnmek ya da yaratmaktan çok, uyum sağlamaya çalışmışızdır.
330 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.