Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. Gözlerini kapar ve bütün gereksiz korkuların çözülüp gitmesine izin verirsin. Sonra korkudan muaf olan bu yeni varoluş halinde kendine sorarsın.ben kimim? Şüpheler olmadan yasayabilseydim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yasayabilseydim? Acidan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını cikarabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden calabileceginden korkmamis olsaydım? Evet. Ne yapardım?kimleri umursardim. Ne için savasirdim? Hangi yollarda yürürdüm? Nelerden haz alırdım? İçimdeki hangi gizemleri cozerdim? Kısacası nasıl yaşardım?
Hoslandiginiz bir kisiyle bir ilişkiye başladığınızda genellikle neden hoslandiginiz konusunda gerekçeler bulmaya çalışırsınız.sadece görmek istediğinizi görür ve o kişiyle ilgili hoşlanmadığınız şeyleri yadsirsiniz. Haklı olmak için kendinize yalan söylersiniz. Sonra da varsayımlarda bulunursunuz.vbu varsayımlardan biri şudur :" sevgimle bu kişiyi değiştirebilirim ." Ama bu doğru değildir. Sevginiz hickimseyi değiştiremez . Eğer birisi değişiyorsa değişmeyi seçtiği içindir, sizin onu değiştirebilme gücünüzden değil.
Bi süre sonra ikinizin arasında bir şey olur ve incinirsiniz. Birdenbire daha önce görmek istemediğiniz şeyleri görmeye başlarsınız. Üstelik şimdi duygusal zehriniz gördüğünüz şeyi devasa boyutlara getirmiştir. Şimdi de duygusal acınızın nedeni olarak o kişiyi suclarsiniz.
Sevginin mazur görülmeye ihtiyacı yoktur. Sevgi ya vardır ya yoktur. Gerçek sevgi, diğer insanları değiştirmeye çalışmadan oldukları gibi kabul etmektir. Eğer onları değiştirmeye çalışıyorsak , bu, onlardan gerçekten hoşlanmadığımiz anlamına gelir.v
Şüphesiz eğer birisiyle birlikte yaşamaya karar verecekseniz , bu anlaşmaya sizin tam olmasını istediğiniz gibi biriyle yapmanız daha iyidir.