Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sonay Karasu

Sonay Karasu
@Son_ay
İçimde sıkışmış tüm ‘hoşça kal!’ları bir çırpıda döküyorum en sadık cümlelerime. Boynu bükük harflerime helalinden umut emziriyorum. Yirmi dokuz umut kardeşimi bembeyaz kâğıtlara mühürlüyorum. / Sonay Karasu
Kaç veda gecesinin delik deşik sabahlarında, nice prematüre hasretlikler doğurdum kan revan içinde. Piç bir gurbetin nüfusuna geçirdiler beni... Sonay Karasu
Reklam
Bir tavsiye değil bu karalamalar
Bir tavsiye değil bu karalamalar Belki bir karıncanın gölgesini aramak toprak yığınlarında Koca kafalı bir kayanın, denizin dalgalarına düştüğü yenilgi birazda Gözlerimden sıyırıyorum yağmuru Etimi kemiğimden ayırırcasına Bilemez siniz? Dört parmağımla tutamayıp bir bardak çayımı Baş parmağıma muhtaçlığımın kederini Bu dünyada bir minderlik
Sahi nedir düzgün düşünce?
Oturdum hayatın kıyısına, kendime bakıyorum. Sıradan biri gibi sıradan bir günü bitirmiş olabilmeyi hayal ediyorum. Şahane bir hisdir kesin. Çırpınışlarımın rüzgarı savuruyor içimdeki külleri, çürümüş et kokusu karışıyor havaya, yine berbat ediyorum oksijeni, yine elime yüzüme bulaştırıyorum yaşamayı. Düzgün bir cümle bulamıyorum. Sahi; nedir düzgün cümle? Benim yazarken mi; sizin okurken mi mutlu olmanız gerekiyor. Ağlarken yazılan şeylerin birilerinin beğenmesi ne tuhaf bir çelişki. Hayat, koca bir çığ gibi, soğuk ve sert. Yuvarlandıkça ağırlaşan, her şeyi altına alıp yok eden doğal afet gibi… Afetlerin doğal olması da dünyanın yok etmeye meyilli bir yanınının olduğunun göstergesi sanki

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dağılalım
Kalabalık şehirlerden geçip yalnız varıyorduk gecelere Bilmiyorduk kim gerçeği söylüyordu Dünya; herkese biraz kirinden pasından bulaştırıyordu Rüzgar, tozu yağmura teslim ederken oldukça hırçın Yağmurda haklı bir gurur Başkalaşmış kaç ruhu tekrar tekrar yoğurup duruyordu şehirler Belki Maskeli baloda olduğumuzu hiç bir zaman bilemedik Şehirleri geçtik Geceye vardık Durup dinlendik Aydınlık sabahlar için vaktimiz kalmamıştı. Dağılalım Şair artık susmuştu. S . Karasu
İlk şiirimden son şiirime kadar tüm kozlarımı oynadım. Ruhumdan geriye kalan tek sermayem gri bir boşluktu. Gövdemi parça parça ederek cüssemi küçülttüm. Sonra aklımı bir mumun üstüne örttüm. İç sesimden asla özür dilemeyeceğim. Affetmeyin beni. Ben kendimi aklayıpta gerdim çarmıha… S. Karasu
Reklam
Sana sığınmışlığımın asla pişman olmamış sabahlarını kutluyorum. Ve yüzümü her kenara sıyırışımda sana aitliğim çıkıyor ortaya… Aleni, mahçup ve yaralı. Haydi affet şimdi kendini Yapabilir misin sevgili! Ayaklarım sensiz bir cehennemin yolunu tutuyor. S.Karasu
BAK YİNE YENİLDİM ANNE
Ruhumun arka sokağında dolaşan kediler kadar tattım ben yalnızlığı Çizgileri, adımlarıma hiç denk gelmeyen kaldırım taşlarını saydım onca zaman Üretken bir yalnızlık mı bu bilmiyorum? Her gün biraz daha çoğaltıyordum. Atalarımdan kalmış çok hisseli bir miras gibi… Davam uzun Davam baştan kayıp Beni bırakıp giderken başlatmış babam ilk
Senin kahrını gece çeker
Usulca kamburu çıkmış günden razılık alırsın Ve İkiyüz altı kemik ağrısı ile teslim eder seni gündüzler geceye. Sonay Karasu
DARGIN BİR MEVZU VAR
Bir gölge bulabilseydim bu şehirde, dinlenebilirdi belki de ruhum. Tarifi yok yorgunluğumun, size göre sebebi de belli değil. Yaşamak şüphesine düş/mekten oluştu hep bu kırık çıkıklar. Hile karıştı hayatın içine, aklımı karıştıran ne yağmurdu ne de uzaktan geçen bir taşıtın sesi. Var olduğum et ve kemik yığınının onca ağırlığı var üstümde, dargın bir mevzu var; et ve kemiğimin ruhumla arasında… Beklemenin tesellisini henüz bulabilmiş değilim. Kalbimin kıyısından ruhumun ulu orta yerine oluşturduğum rotada kaybolan kadını tanıyan kimseyi bulamadım. Şehirler arası bir yola gider gibi sessizce vedalaşmıştım kendimle. İçimin penceresinden olmuşları seyre dalmak canımı acıtıyordu. S.Karasu
İklimler devriliyordu gözlerimin önünde Büyük bir hiçliğin içinden seyrediyordum ben olan biteni Ellerim iki yanıma düşmüştü Gözlerim en vazgeçmiş bakışlarımla tanışmıştı Saçlarım kafa tutamıyordu rüzgara Aklımı ucuna iliştirip Tel tel kurban veriyordum kafatasım çıplak kalana dek. Razı gelmişliğimin acıttığı canımı Usulca bırakıyordum
Reklam
HUZURSUZLUĞUN KİTABI FERNANDO PESSOA Bu kitabı okumaya cesaretiniz varsa; önce gökyüzüne uzun uzun bakınız. İçinize bir mavi bulaşmıyorsa; lütfen kitabı usulca kitaplığınızın arka sıralarına bırakınız. Çünkü; içiniz gri ise siyaha dönüşebilir. Hayatta durduğunuz yere ayaklarınız tam basmıyorsa güçlü bir tekme takabilir.        Bir insanın iç
Kendimin katili, ruhumdan başkası değil İtiraf ettim işte İndirimli cinayet sayılır mı dersiniz? Bu şehrin sokaklarına asmayın beni Şöyle deniz görsün cesedim Mavi bir mendil bağlayın başıma Döşüme şiirli bir mektup saklayın Kuşların göç mevsimi olmasın sakın Onlar bensiz ben onlarsız ölemeyiz Ne endamlı işmiş şu yaşamak epeyce zor ölmesi bile. Ya yüz yıl önce gelip gitseydik asilce Ya da hiç gelmeden iptal edebilseydik bileti. Bunca kahır Bunca yük Fazlaydı insana… Sonay Karasu
Yazarsam tanırlar beni acımdan…
Yasımı tutturuyorum harflere… Sonra tüm şiirlerimi ağlatıyorum. S.Karasu
262 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.