Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sonay Karasu

Sonay Karasu
@Son_ay
İçimde sıkışmış tüm ‘hoşça kal!’ları bir çırpıda döküyorum en sadık cümlelerime. Boynu bükük harflerime helalinden umut emziriyorum. Yirmi dokuz umut kardeşimi bembeyaz kâğıtlara mühürlüyorum. / Sonay Karasu
Bir kitap, insanı kendi için ağlatır mı?
Hayat artık alacakaranlık içinde bir uyuşukluktan, pırıltılar ve gölgeler arasında bir cansızlıktan, o iç güneşin bir karikatüründen ibarettir yalnızca; o iç güneş ki bizi kendi dışımızdaki maddeden üstün olduğumuza haksız yere inandırır. Hiçten fazla olduğumuzu kanıtlayan hiçbir şey yoktur. Parıldamalarımız anlıktır; düşüşler kuralımızdır. Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yavan bir dağılmadır; asasız, halesiz, aylasız.
Reklam
Başlangıçta, ışığa doğru ilerlediğimizi sanırız; sonra o hedefsiz yürüyüşten yorulur ve kendimizi yere bırakırız: Gitgide yumuşayan toprak artık bizi taşımaz: Açılır. Güneşli bir sona götüren bir güzergâhı boş yere izlemeye uğraşsak da, içimizde ve altımızda koyu karanlıklar genleşir. Kaymamız sırasında bizi aydınlatacak hiçbir pırıltı olmaz: Uçurum bizi çağırır ve onu dinleriz. Olmak istediğimiz her şey, bizi daha yukarıya yükseltme gücünü gösterememiş her şey, hâlâ üzerimizde durur.
Kendini İmha Etmenin Kaynakları
Omuzlarımızın ve düşüncelerimizin üzerinde ağır yüklerle bir hapishanede doğmuşuz; kesip atma imkanı bizi bir sonraki gün yeniden başlamaya teşvik etmese, tek bir günün bile sonunu getiremeyiz.
Sayfa 44 - Metis YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçek kent, çoğunlukla ona bağlılık duyanların abartılı tasvirlerinden uzaktır.
Sayfa 18
Eyy! Ruh…
Ne ağır bir hasta var içimde… Kendimi dinliyorum… İçimden tören alayları geçiyor. Kortejler…Sıkıntımdan parlayan pullar… Bu kitap, her açıdan tahlil edilmiş, enine boyuna taranmış tek bir ruh halidir.
Sayfa 624
Reklam
Zaman kadar senin olsun.
Düşünce ve hüzün manzarası, bu kitap tıpkı zaman kadar senin olsun ve sahte kral kıyafetleri giymiş zamanda da sende de bütün zamanları aşsın.
Sayfa 582
Bu kitapla çıkılan yolculuk artık bir felaket
Hayat; onu ne hale getiriyorsak o dur. Yolculuklar, yolcuların kendisidir. Gördüğümüz, gördüğümüzden değil, biz her neysek, ondan ibarettir.
Sayfa 531
Yapma işte bunu…Sayın: Pessoa
Şu an ki sıkıntımda ne huzur var, ne asalet, ne de var olma tiksintisine karışan o rahatlık: Yapmak zorunda bile olmadığım işlerin potansiyel yorgunluğunun yerine, sadece ve sadece, yapabilmiş olduğum işlerin sınırsızca yavaşlaması var.
Sayfa 523
Mutsuzluğunun farkında olmayan bunca insanın mutluluğu beni ürpertiyor.
Sayfa 385
Yine PESSOA rüzgarında kalmak…
Çaba sarf etmek bir suçtur, çünkü her eylemle bir düş ölür.
Sayfa 382
Reklam
Bu kitap ya şansımdı; ya da şanssızlığım…
Sanat, var olmak denen iğrenç şeyden kurtulmamızı sağlayan bir yanılsamadır.
Sayfa 344
“Gündüz bir hiçim, gece kendim olurum.” F.PESSOA —————————————————————— Okuma listemde hatırlayamadığım kadar uzun zamandır bekleyen; elime almaya cesaret edemediğim bu anlatı kitap ile yüzleşme vaktidir. Hayat bizi bu kadar duvara toslatırken sen ne yapabilirsin ki; Sayın: Fernando Pessoa. Bilmediğim yerden yazdığın her satır kabulümdür.
“Gündelik hayat”, sanki şehrin üzerine serilmiş bol desenli bir telaş kilimidir.
Güne Oğuz Atay ile başlamanın yan etkileri...
Herkesin istediği gibi yaşadığı o uzak ülkenin özlemini duyuyorum. Belki de bu ülke çok yakın. Uzak olduğunu nereden çıkardım? Belediye otobüsüyle filan gidilebilir oraya. Gene kapılarını çalıyorum. Soruyorum: burada da eskiden nasıl tanınmışsam öyle davranmak zorunda mıyım?
Sayfa 669
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.