Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sercan Akbayrak

Sercan Akbayrak
@Srcnakbyrk
Kitap Bir İhtiyaçtır.
Düşük öz değer: Yaşı kaç olursa olsun, düşük öz değere sahip insanlar kendi özsaygılarını başka insanları aşağı çekerek güçlendirmeye çalışırlar.
Sayfa 103
Reklam
Horla.
Mutluluğumuzu ümitsizliğe, kendimize güvenimizi üzüntüye dönüştüren bu gizemli etkiler nereden kaynaklanır acaba? Sanki gözle görülemeyen hava, bilinmez güçlerle dolu ve biz de bunların gizemli dokunuşuna maruz kalıyoruz. Gırtlağım yırtılırcasına şarkı söyleme hevesiyle neşe içinde uyandım. Neden? Su boyunca kisa bir gezintiden sonra, birdenbire sanki beni evde bekleyen bir felaket varmış gibi sıkıntı içinde geri dönüyorum. Neden? Acaba tenime değip giden bir ürperti mi sinirlerimi sarsıp ruhumu kararttı? Olanca değişkenliğiyle gözlerimin önünden geçerken aklımı bulandıran bulutların biçimi mi acaba? Günün rengi mi, yoksa nesnelerin rengi mi? Kim bilir? Çevremizdeki görmeden baktığımız ya da tanıyıp bilmeden yanından geçip gittiğimiz, gerçekten dokunmadan şöyle bir değdiğimiz her şeyin bizde, organlarımızda ve onlar dolayısıyla düşüncelerimizde hatta yüreğimizde ortaya çıkan hızlı, şaşırtıcı ve açıklanamaz sonuçları var mı? Ne kadar derindir, şu görünmeyenin sırrı! Onu, ne küçücüğü ne de büyüğü, ne çok yakındakini ne de çok uzaktakini seçebilen, ne bir yıldızda ne de bir su damlasında yaşayanları fark edebilen gözlerimizle veya hava titreşimlerini sesli notalar şeklinde ilettikleri için bizi yanıltan kulaklarımızla yani sefil duyularımızla ölçemeyiz.
Sayfa 2 - Kapra Yayıncılık
“Rumlar, en cimri millettir. Bunun kanıtı, onların dilinde cömertliği belirten bir kelime bulamayacak olmandır.” Derler ki; insanlar, yalnızca kullanmaya ihtiyaç duydukları şeyleri isimlendirirler. İhtiyaç duymadıkları olgulara isim verme zahmetine girmezler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Malın eğer az ise, ancak aileni geçindirmene yeter. Ama eğer malın çoksa, fazlasını kötü günler için sakla. Bu değişken hayata ancak şaşkınlar güvenir. Ve yalnızca budalalar bu günün esenliğine aldanırlar. Ansızın gelen belaya ve kurnaz insanların oyunlarına dikkat et, hazırlıklı ol senin azın, başkasının çoğundan hayırlıdır. Zaten başkalarının malı keskin mızraklar ve sıkı sıkı kapalı kapılarla korunuyor, nasıl ulaşacaksın ki?
İmam Sevrî'nin Oğluna Nasihati
Ey oğlum! Ben doksan yaşıma vardım; ne bir dişim eksildi, ne bir kemiğim oynadı, ne de sinirim gevşedi. Kulağımın çınladığını, gözümün yaşardığını ya da idrarımı kaçırdığımı bilmiyorum! Bunun nedeni, yemeği azaltmış olmamdan başka bir şey değildir. Eğer sen de yaşamayı seviyorsan, işte yaşamın yolu budur. Yok, ölmek istiyorsan, Allah ancak kendine zulmedeni yok eder.
Reklam
Hasan Basri demişti ki: “Ey Âdemoğlu! Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini tefekküre ve teneffüs etmeye ayır. Bekir b. Abdullah Muzenî de şöyle dedi: “Hayatın tadını ancak; tokluğu açlıkla değişince, işime yaramayan giysilerden kurtulunca ve ellerimi yıkamayı gerektirecek yemekleri yemekten vazgeçince buldum.”
"Görüş alışverişinde bulunmak, zihinleri besler, yeni ufuklar açar..."
"Asla fakir düşmeyeceğini sanan zenginden daha fakir kimse yoktur dünyada. Nitekim; "zenginlik sarhoşluğu, şarabın verdiği sarhoşluktan daha şiddetlidir," diyor, Zeyd bin Cebele.
"Zenginlikte bir ne yaptığını bilmezlik ve sarhoşluk vardır; haddini aşma ve bir kapris vardır. Zenginlik sarhoşluğundan servetini israf eder."
Allah ondan razı olsun Hz. Ömer şöyle buyurmuştu: "Paralarınızı ayrı ayrı yerlere koyun, bir yere toplamayın ki, hepsi birden zayi olmasın!"
Kapra Yy.
Reklam
"Siz âfetlerin, sıkıntıların çok olduğu ve belalara karşı hiçbir güvencenin bulunmadığı bir dünyadasınız. Bir âfet sararsa içinizden birinin malını, artık ne dönüşü olur, ne de geriye bir şey kalır. Elinizdeki malı, değişik yerlere saklayarak sağlama alınız. Çünkü bela geldi mi, her şeyi toptan yok eder."
Hikmet sahiplerinden biri, çocuğu çok ağlıyor diye endişelenen bir adama: “Kaygılanma, zira ağlamak çocuğun bedenini geliştirir ve gözlerini sağlıklı kılar” demiştir.
Erzurum
Buranın iklimi oldukça sert. Vadiye kurulan şehrin rakımı 7000 ayaktan fazla. Yılın büyük bir kısmında etrafını saran dağlar karlarla kaplıdır. Ormansız, fakat verimli toprakları var. Burada su kaynaklarının bolluğu insanı şaşırtıyor. Su kemerleri de çok yaygın. Erzurum, sularının bolluğuyla meşhurdur. Firat Nehri şehir merkezinden üç verst uzakta akıyor. Adım başı bir çeşmeye rastlıyorsunuz. Her bir çeşmenin Üstünde bir zincire bağlı teneke taslar asılı. İnançlı Müslümanlar bu taslardan su içip şükür ediyorlar. Şehrin ihtiyaç duyduğu kereste ve odunlar Soğanlı'dan getiriliyor.
5. bölüm
Şundan daha manasız bir söz duymadım: "Asya ihtişamı". Bu söz muhtemelen Haçlı Seferleri sırasında; yoksul şövalyeler, gösterişsiz kale duvarlarını ve meşe odunundan yapılma sandalyelerini bırakıp ilk defa Doğu'nun kırmızı divanlarını, kabzaları rengarenk taşlarla süslenmiş hançerlerini, çeşitli renk ve desenlerdeki halılarını gördüklerinde doğmuştur. Günümüzdeyse Asya'nın ancak yoksulluğundan ve ilkelliğinden bahsedilebilir. Artık ihtişam Avrupa'nın meziyeti kabul ediliyor. Pskov'daki küçük bir köyde bulabileceğiniz en basit malı, Erzurum'da tonlarca para harcasanız da satın alamazsınız.
Kapra
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.