Odaya ağır ağır çöken akşamı hissetmedi.Çünkü akşamlar sessizdi.Öğle zamanı gibi pencereden küstahça bakmıyor,karanlık sular gibi duvarlardan fışkırıyordu,tavanı hiçliğe doğru kaldırıyor,nesneleri usulca indirip,sessiz seline katıyordu.
Kadının bedeni sarsıldı.Delikanlı onun ayağa kalkmak istediğini sandı,kadının gözlerinden ürktü ve odayı kaçarcasına terk etti.Oysa kadının bedenini sonunda bir nöbet gibi yarıp çıkan şey,içinde esir gibi tuttuğu ağlamasıydı yalnızca.
Böylece son oyuncağını da kendi elleriyle kırmıştı.
Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.