"Ben hasta bir adamım… Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben. Galiba karaciğerimden zorum var. Doğrusu hastalığımın ne olduğunun da farkında değilim ya, hatta neremin ağrıdığını bile iyice bilemiyorum. Tıbba ve doktorlara saygım olduğu halde tedavi olmuyorum ve asla olmayacağım."
Dostoyevski hem Rus hem Dünya Edebiyatının en önde gelen isimlerindendir, hatta kimilerine göre en önde gelen isimdir. Yukarıdaki paragrafta gördüğünüz yazı yeraltından notlar kitabının efsanevi girişidir. Çok fazla kitap okumadım, bu yüzden kesin yargılarda bulunmaktan çekiniyorum ama bana fikrimi soracak olursanız böyle güzel bir kitap girişi yazmak her yazarın yapabileceği bir şey değildir.
Kahramanımızın kim olduğunu bile öğrenmeden, nasıl bir insan olduğunu neler hissettiğini nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu bu girişten anlıyoruz. Bu satırları ilk okurken bu bunalmış adamın iç dünyasına adım atmak bizlerde de garip bir durum yaratıyor.
Kitabın genel gidişatına bakacak olursak da , bipolar bozukluğu olan bu kahramanımız içerisinde hepinizden bir parça taşıyor. Kitabı okurken bazı yerlerde yazarın sizi yazdığını, sizin hayatınızdan kesitler taşıdığını düşünebilirsiniz,ben çok düşündüm açıkçası.
Bu kitabı anlamak için benim gibi birinin bu kitabı birden çok kez okuması gerekiyor, ki şuanda içinde bulunduğum buhranda okumamın benim için daha iyi olacağını düşünüyorum çünkü her şey benim için daha anlamlı şu sıralar.
Çok uzattım bence, okumayan herkese önerim şu; bu kitabı kesinlikle ama kesinlikle okuyun. Emin olun ki kendinizden izlere rastlayacaksınız.